BU POPÜLİSTLERİN ZAFERİ Mİ, YOKSA ‘CİDDİ’ SİYASETÇİLERİN BAŞARISIZLIĞI MI?

Parlamento seçimlerine doğru ilerlerken, ‘popülist’ kelimesini giderek daha sık duymaya başlayacağız. Bu kelime, son on yılın en sevilen karalama ifadesi haline geldi; ‘ciddiyet’ ve ‘siyasi doğruluk’ iddiasında olan partiler ve politikacılar tarafından—politik ve genel sağduyu ile çelişen bariz gerçeklere rağmen—acımasızca kullanılıyor.
On yıllardır siyasi iktidar basit bir varsayıma dayanıyordu: vatandaşların ‘ciddi’, ‘rasyonel’, ‘ılımlı’ ve ‘kurumsal’ olanı takip edeceği. Ancak bu sözüm ona sağlam mantık skandallar, ikiyüzlülük ve kibirden başka bir şey üretmediğinden, insanlar ‘ciddiyet’in gerçekte ne olduğunu görmeye başladı—bir maske. Her ‘ciddi politikacı’nın, yetersizlik, kayırmacılık ve en basit soruları bile cevaplayamama gibi her şeyi haklı çıkarmak veya gizlemek için üzerine geçirdiği makul bir kostüm. Bugün toplum basit veya ‘popülist’ bir biçimde dahi olsa temel bir şey arıyor: dürüstlük.
“Hoş geldiniz”den “Sınırları koruyun”a
Göç, politik olarak doğru retorik ile gerçeklik arasındaki uçurumu gösteren tipik bir örnek olageldi.
2015 yılında AB, mülteci dalgalarını insani sloganlarla karşılamayı seçti (buraya kadar makul)—AMA ortada bir plan yoktu. On yıl sonra, “Hoş geldiniz” diye bağıran aynı devletler şimdi sınırlara çit örüyor, Frontex’i güçlendiriyor ve sınırlarda geri itmeleri finanse ediyor.
İdeolojileri mi değişti? Hayır! Siyaset, gerçekliğe çakıldı. Yine de bunu o zaman söyleyenlere ‘popülist’ diye burun kıvrıldı.
Popülistler gökten zembille inmez
Popülistler yoktan varolmaz. Kimsenin kimseyi dinlemediğini düşünen toplumlarda ortaya çıkarlar. Hayal kırıklığı ve öfkenin ürünüdürler. Bazı popülistler samimidir, ancak yetersizdir. Bazıları ise tehlikelidir, kaos üzerine kariyer inşa eden demagoglardır. Ancak hepsinin ortak bir yanı vardır: ikna edici olmaktan vazgeçen ‘ciddi’ politikacılar tarafından yaratıldılar. Popülistlerin ortaya çıkması, yetersiz ‘ciddi’ politikacıların ve onların başarısızlıklarının suçudur.
‘Sistem’ dilini kaybettiğinde — ve Hristodulidis’in zaferi
‘Ciddi’ politikacılar genellikle halkı, düzene ayak uyduramayan öğrenciler gibi görürler. Rakamlar, yüzdeler ve reform paketleri gibi ifadelerle konuşurlar, duygularla değil. Vatandaşların bir Excel denklemini onaylamak için oy vermediklerini unuturlar. Güven için oy verirler. Bu da bizi 2023 başkanlık seçim kampanyasına geri götürür. Üç aday arasından hangisi en dürüst, en ‘temiz’ ve en ‘anlaşılır’ olarak algılandı? Mevcut başkan. Kıbrıs’ta ilk kez imkansız olduğu düşünülen bir şeyi başaran adam: DİSİ veya AKEL’in desteği olmaksızın en yüksek makama seçilmek. Ve Nikos Hristodulidis, her iki büyük parti tarafından da ‘popülist’ olarak damgalandı. Fakat bu sadece Kıbrıs’ta yaşanmadı. Trump’ın veya Meloni’nin son zaferlerine bakın. Her ikisi de ‘popülist’ olarak etiketlenmişti.
Böylece, ‘sistem’ ve ‘ciddi’ politikacılar tarafından ‘popülist’ olarak damgalanmanın aslında size puan kazandırdığı ve başarı şansınızı artırdığı bir noktaya geldik. Neden?
Nedeni açık: çünkü ‘ciddi’ olanlar, vatandaşları önemsediklerine dair kimseyi ikna edemediler. Kendileri için değil, halka hizmet etmek için seçildiklerine dair kimseyi ikna edemediler. Güvenilir olamadılar ve ilham veremediler. Dahası, politik doğruluk adına mantığı bir kenara bıraktılar ve başka ‘mesihlerin’ aslında mantıklı olanı söylemelerine ve savunmalarına, böylece puan toplamalarına olanak tanıdılar.
“Ciddi kesimin neler başardığını gördük”
Birçok vatandaşın tepkisi, Fidias’ın geçen gün partisinin lansman duyurusunda neden palyaço burnu taktığı sorulduğunda verdiği cevapla özetlenebilir. Cevabı şöyleydi: “Ciddi kesimin neler başardığını gördük”. Ve bu, neredeyse her vatandaş için meselenin özüdür. Bu, Fidias’a oy verecekleri anlamına gelmez ama hissettikleri, algıladıkları ve anladıkları budur.
Sonuçta, yaşadığımız şey popülistlerin başarısı değil. Ciddi olanların başarısızlığı. Ve Filikí Etaireia‘nın 17. maddeya haklı olarak yazdığı gibi: O gün geldi — Fidias Panayitu bir parti kurduğunu açıkladı. Ve biliyor musunuz? Bu ülkede birazcık dürüstlük olsaydı, iktidar ona çiçek gönderirdi. O, onların eseri. Onların cezası. On yıllardır süren kibir, ikiyüzlülük ve yolsuzluğun sonucu, insanları hiçbir şeyin değişmeyeceğine, hepsinin aynı olduğuna, sistemin dokunulmaz olduğuna ikna etti.
Bu köşe yazısı ilk defa 19.10.2025 tarihinde yayımlanmıştır.
Kaynak: BU POPÜLİSTLERİN ZAFERİ Mİ, YOKSA ‘CİDDİ’ SİYASETÇİLERİN BAŞARISIZLIĞI MI?