ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
DİN İŞLERİ BAŞKANININ HER TAVRI SEBEP DEĞİL SONUÇTUR. BU SONUÇ DA BİZZAT KIBRIS TÜRKÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR. ÜNSAL YALNIZ DEĞİLDİR, DİNLEYEN VE ALKIŞLAYAN YÜZLERCE İNSAN VARDIR
MECLİS AVLUSUNA DİKİLEN BÜSTLER GERÇEKTEN REZALET. BİR KİŞİ BİLE MECLİS BAŞKANINI UYARMADI MI? BEN OLSAM BU AÇILIŞI YAPMAZDIM. “LİDERLERİMİZE SAYGISIZLIK” DERDİM. OYSA ÜSTÜNE ALKIŞ BEKLİYORLAR
Din İşleri başkanı Ahmet Ünsal; söyledikleri ile gündemde. Şaşırdık mı? Şaşırmadık. Samimiyetle söylüyorum ki, şaşırmadım. Neden? Ahmet Ünsal’ın tavrı, sebep değil, sonuçtur. Bu sonuç da bağıra bağıra geldi, görünenler buzdağının üstüdür.
Herşeyden önce şu da bilinsin ki, son iki din işleri başkanı da problemli. İkisi de Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından atandı. Sebep değil, sonuçtur derken bunu kastediyorum. Hangi ara, din işleri başkanı atama yetkisini Türkiye Diyanet İşleri’ne devrettik…
Ahmet Ünsal’dan önce de Talip Atalay atanmıştı. Hatta, Talip Atalay için, KKTC Başbakanlığına, Türkiye Diyanet İşleri yazı yazarak, “tarafımızdan atanan Talip Atalay’ın görevden alınmasını talep ediyoruz” diye yazı gönderilmiş, nasıl atandığını öyle anlamıştık
Bakın, Ahmet Ünsal, Kıbrıslı değil, Kıbrıslı Türk değil, Kıbrıs Türkü değil. İnançları gereği Türkiye’de bürokrat olarak da zirveye tırmanmış, düşüncesi, tavrı, bakışı, yaşam şekli bilinen bir isim. Neyse o yani. Kıbrıs’a gelince değişmemiş, hep böyleydi
Öyle düşünüyor. Bunu da ifade ederken, “Benim görevim Allah’ın mesajlarını iletmek, peygamber efendimiz aracılığı ile inen Kuran-ı Kerim’de yazanları aktarmak” diyor. Öyle rahat, öyle pervasız, öyle huzurlu. Cümleler bize tuhaf, ona normal. Çünkü Ahmet Ünsal bu…
Atanma sürecinde bir tepki ortaya koymuştum. “Arşivler oradadır. “Böyle atama mı olur? Gökten zembille din işleri başkanı mı iner?” diye. Bir tepki de Vakıflar İdaresi’ni ele geçirme projesi için koymuştum. İbrahim Benter sonrası, Din İşleri Başkanı ol-ursa şaşırmayın…
Şekil olarak, Din İşleri Başkanlığı, Vakıflar İdaresi’ne bağlı. İmamlar da Din İşleri Başkanlığı’nın altında çalışıyor. Ne çabuk unuttuk, Vakıflar Yönetimine iki imam atandı. Astlar, üstlerin üstü oldu. Bunun için giden elçiye teşekkür gecesi düzenlendi
Bir gerçek daha var. “4 eşle evlenin”, evli kadın kocasının cinsel ihtiyaçlarını gidermek zorunda”, kadın kocasının yatak davetine icabet etmek zorundadır”, “Artık evlilikler pahalı, hanımlar çok pahalı. Eskiden dört tane alıyorlardı, bir tanesi olmasa üç tane daha vardı” dedi ya. Kime dedi?
Tepki veren herkes, orada olmayanlar. Ama orada olan, bunu dinleyeni, alkışlayan ve neredeyse tamamını kadınların oluşturduğu bir kitle vardı. Esas bakmamız, görmemiz gereken nokta burasıdır. Ahmet Ünsal’a çakmak kolay. Böyle bir kitle var, bu kitlenin takdiri de Ünsal’ın üzerindedir
Ünsal, 24 saate görevden alınır, gider. Yerine başka bir Ünsal gelir. Tıpkı Talip Atalay’da olduğu gibi. Atalay’ın yaptıklarını unuttuk, vekil oldu, Ünsal da Vakıflar İdaresi Müdürü olur, hayat da aynen devam eder. Tepkilerimiz maalesef bu alanın düzeltilmesi için yetersiz
“Kendi din adamımızı yetiştirmeliyiz” diyeni, içinde “din” kelimesi geçer diye linç ettik. Kıbrıslı Türklerden, Kıbrıs’ı bilenlerden yetişen din adamlarımız var. Okullarda öğretmen yapmadık, din öğretmenini bile Türkiye gönderdi. İşte sebep bu, sonuç işse Ahmet Ünsal’dır
Ahmet Ünsal ya da Ünsal gibi olanlar, ajandası ile gelirler. Tıpkı Atalay gibi. Ne Ahmet Yönlüer ne Yusuf Suiçmez Kıbrıs Türkü’nü üzmedi. Tartıştık, ama icraatlarını. Neden? Çünkü burayı, örf ve adetlerini çok iyi biliyorlar da ondan…
Bir de şu meclis havlusun yapılan büstler var. Biri sayın Zorlu Töre’yi uyarmadı mı? “Benzemezler” demedi mi? Biraz Atatürk benziyor, o kadar. Denktaş büstü tam rezalet. Dr. Fazıl Küçük heykeli ise, “eh işte…” O’nun da sözünde imla hatası var. Baştan aşağı sıfır anlayacağınız
“Hediye” diyerek büstleri savunursanız böyle olur. Üstelik Denktaş’ın ailesi tarafından bir büst meclise teslim ediliyor. Oysa, kullanılan büst başka. İlkokul çocuğu bile, benzemeyen bu büstle açılış yapmazdı, ertelerdi. Bizim “liderler” bunu başarı hikayesi diye sundular.
Kaynak: DİN İŞLERİ BAŞKANININ HER TAVRI SEBEP DEĞİL SONUÇTUR
