ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasını bir cümleyle özetleyip ardından ne demek istediğimi açmaya çalışacağım.
Kıbrıslı Türkler, tüm toplumu kucaklayacak liderlerini buldukları için seçim fırsatını değerlendirdi ve onu seçti.
Siyasete girmeden önce bile toplumda bir otorite olarak kabul edilen, söylemleri itibar görüp hep doğru kabul edilen ve çürütülemeyen Erhürman, mecliste her konuştuğunda herkes pür dikkat onu izlediğini herkes takdir edebilmektedir.
Ülkedeki her kesimi kucaklayacağı kanaatinin toplumun geniş bir kesiminde oluşmasıyla birlikte seçimde aylar öncesinden iddialı bir aday konumuna gelmiştir.
Başarılı bir propagandayla toplumda sesi duyulmayan kesimlerin haklarını savunacağını vurgulamakla kalmayıp, hedefe ulaşmak için nasıl bir yol izleyeceğini de izah ederek altı dolu söylemleriyle güveni perçinledi.
Toplumun “kavgacı ve çatışmacı olmayan” profiline de uygun olan Erhürman, propaganda süresince tüm kışkırtma ve tahriklere kapılmayarak da bunu ispatlamıştı.
Erhürman’ın, seçimi beklenenin ötesinde bir farkla kazanmasını tetikleyen unsurlara da değinmek, siyasetin geleceğini kurgulamak açısından da önemlidir.
Toplum, kavgadan uzak, birlik beraberlik içinde hareket edilmesini istiyor. CTP adayı Erhürman’a sahaya inerek destek veren TDP, TAM Parti ve 2 bağımsız milletvekilinin yarattığı kombinasyon da halkın aradığı bir duruştu.
Mehmet Harmancı’nın kendi seçimi gibi çalışması, partilisi olmayan ama kendisini destekleyen kitlenin içi rahat oy vermesinin ortamını hazırlama yanında, Akıncı’nın kaybettiği seçimde CTP’yi suçladığı için seçimi boykot etme olasılığı yüksek bir kesimin de sandığa gitmesini sağladı.
UBP içinde seçimin başarısızlığından rol kapma hedefinde olanlar Ünal Üstel’in propaganda sürecinde Tatar nezdindeki çabasına destek vermemeleri ve parti içinde çalkantı oluşturup bundan fırsat elde etme düşüncesinde olanların seçimde çalışmaması da farkın açılmasında rol oynamıştır.
Bana göre farkın açılmasının önemli nedenlerinden biri de Ersin Tatar’ın korku salan söylemleriolmuştur. Kendi yapacaklarıyla toplumu ikna etmeye çabalama yerine, “o kazanırsa bu olacak” mealindeki söylemleriyle seçim kazanmaya çalışmıştır. Seçim sonucuyla bu tür söylemlerin artık iş yapmayacağı görülmüştür.
Son olarak Türkiye kökenli olarak adlandırılan seçmen kitlesinin artık özne olduğu ve “onlar kazanırsa sizi gemilere yükleyip yollayacaklar” söyleminin etkisi olmamakla birlikte ters teptiğinin algılanamaması ve bu yöndeki ısrarın devamı da farkın açılmasında rol oynamıştır.
Bu köşe yazısı ilk defa 22.10.2025 tarihinde yayımlanmıştır.
Kaynak: ERHÜRMAN NEDEN KAZANDI?
