| POLİTİKA |HAVADİS

TATAR NEREYE KOŞUYOR

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Toplumcu Demokrasi Partisi Başkanı Mine Atlı, 10 Mayıs tarihinde, Facebook hesabından Cumhurbaşkanlığı yeminini olduğu gibi paylaştı ve altına “Demek ki Ersin Tatar namusuz ve şerefsizdir” ifadesine yer verdi.

Ben bu paylaşımı okuduğumda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği şeyleri yerine getirmiyor ve bir muhalefet partisi lideri de Ersin Tatar’ı bu şekilde eleştiriyor şeklinde yorumladım.

Ersin Tatar benim yorumladığım gibi anlamamış, bunu hakaret saymış, Mine Atlı’nın kendisine kendisine namussuz ve şerefsiz dediğine inanmış.

Buraya kadar, herşey normal.

Cumhurbaşkanı hakarete uğradığına inanabilir ve mahkemeye de gidebilir.

Bugüne kadar pek çok politikacı hakarete uğradığı iddiasıyla mahkemeye gitmişlikleri vardır.

Bu davalar hem siyasi hem de basın tarihimize de geçtiler.

Dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu’nun karikatür sanatçısı Hüseyin Çakmak için açtığı dava bunlardan biridir.

Ya da dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın muhalefet lideri Özker Özgür’e açtığı “babalar” davası en çok bilinendir.

Her ikisi de hakarete uğradıklarına inanmışlar, zem ve kadih davası açmışlardı.

Polise, savcılığa koşup, devleti kendi lehlerine olaya alet etmemişlerdi.

Ersin Tatar, kişiler arasında görüşülen  zem ve kadih davası açmadı.

Ceza Yasası’nın “müsfidane yayınlar” maddesine başvurdu ve muhalefet partisi liderini polise şikayet etti.

Bu maddede suç işleyen kişinin 5 yıla kadar hapisliği de öngörülüyor.

Bu madde üzerinden kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı yani kimlik ve pasaportuna el konulması bile mümkün olabiliyor.

Ersin Tatar bu yolu seçti.

Polis ve savcılık üzerinden Mine Atlı’yı apartopar mahkemeye çıkarttı ve mahkemede savcılık Mine Atlı’nın özgürlüğünün kısıtlanmasını, kimliğine ve pasaportuna el konulmasını istedi.

Şükür ki hakim bu isteği ret etti. Sadece kefalet senedi imzalanmasını uygun gördü.

***

Halkın gündemi Türkiye ile imzalanan protokoldür ya, işte dehşet yaratan protokolde “müsfidane yayınlarla” ilgili bir madde de bulunuyor.

Ceza Yasası’ndaki çağdışı bu madde yeterli sayılmamış olacak ki değiştirilmesi ve daha da ağırlaştırılması isteniyor.

Bunun da başını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar çekiyor.

Mine Atlı örneğinde olduğu gibi kendisini eleştirenlere neler yaşatacağını gayet açık bir şekilde gösteriyor.

Ama bilmelidir ki Kıbrıs Türk halkı ve basını ona gününü göstermekte kararlıdır.

Bu topraklardan anavatanına öykünen bir  diktatör çıkmaz, çıkmaya yeltenenler de uzun süre orada  kalmaz…

Kaynak: TATAR NEREYE KOŞUYOR

Share:
BAŞARAN DÜZGÜN | HAVADİS
Başaran Düzgün 26 Ekim 1964’de Mağusa’da doğdu. Ankara-Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun olan Düzgün, gazetecilik mesleğine 1990 yılında Yenidüzen'de başladı. Kısa bir süre Sağlık Bakanlığı'nda özel kalem müdürlüğü yapan Düzgün, 1997 yılında Kıbrıs gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğünü üstlendi ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği'nin genel sekreterliğini yürüttü. Çalışmaları nedeniyle 2003 ve 2007 yıllarında Türk ordusuna hakaret ettiği ve Türkiye ile ilişkileri baltaladığı iddiasıyla iki kez dava edildi. 2009'da Kıbrıs'tan istifa ettikten bir ay sonra "gazetecilerin gazetesi" sloganıyla Havadis gazetesini kurdu ve genel yayın yönetmeni oldu. Düzgün'ün yayınlanmış 4 kitabı bulunmaktadır. Evli, iki çocuk babası ve iki torun dedesidir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR