ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
“Eğitimimi Avrupa’da sürdürmek istiyorum ve sonrasında Kıbrıs’a sadece ziyaret için gelmeyi düşünüyorum.”
Bu sözler insanın içini burkuyor.
Dokunuyor kalbinize…
En kötüsü de ortama baktığınız zaman “böyle söyleme” diyemiyorsunuz.
Aklınızla yüreğiniz arasında sıkışıp kalıyorsunuz.
Bu sözlerin sahibi 16 yaşındaki Mehmet Cangil Çulama.
Mehmet Cangil Çulama, ikinci dil olarak İngilizce dalında Avrupa’nın en yüksek derecesini aldı. Pearson Edexcel IGCSE’deki üstün başarısı ile ödül kazandı.
Necat British College öğrencisi Mehmet, “Avrupa Birinciliği”nin sevincini yaşasa da yurdumuza dair kaygıları dikkatimizi çekti.
İngiltere dışında Avrupa’daki tüm ülkelerin öğrencilerin katıldığı sınavda birincilik alan Mehmet Cangil Çulama ile bir kafede buluştum, bir saat sohbet ettim.
Hep özel okullarda öğrenim görmüş ancak kamusal okullardaki eğitimi de asla küçümsemiyor.
Son derece duyarlı yaklaşıyor, “Özel okulda eğitim görmem elbette ailemin tercihiydi. Kamu okullarında eğitim gören arkadaşlarım var; özellikle altyapı ve otorite anlamında ciddi farklar olduğunu gözlemliyorum, buna rağmen eğitim içeriği açısından olağanüstü farklar olduğunu düşünmüyorum. Özel okullarda daha kişisel bir eğitim vardır, ders saatlerimiz daha fazladır.”
“Hollanda’yı düşünüyorum”
Geleceği konuşuyoruz.
Yüksek öğrenim için geri sayım başladı.
Hollanda’da okumak ve yazılımcı olmak istiyor, yeni nesil meslekleri önemsiyor.
“Teknoloji sürekli gelişiyor ve değişiyor, geleceğin bu alanlarda olacağını düşünüyorum” diyor Mehmet Çulama…
“Eğitimini Avrupa’da tamamladıktan sonra Kıbrıs’a dönecek misin?” diye soruyorum.
Şimdilerde yurt dışında eğitim düşleyen her öğrenciye ilk sorumuz bu sanırım…
“Kıbrıs’a sadece ziyaret için gelmeyi düşünüyorum” diyor hiç düşünmeden…
Son derece kararlı…
Niçin?
“Çocukluğumdan bugüne ülkemiz çok değişti. Ekonomik bir gelecek görmüyorum. İyi bir eğitim alırsam bunun karşılığını Kıbrıs’ta alamayacağımı düşünüyorum.”
Çocukluğumdan beri diyor ancak aslında henüz çocuk… Böylesi bir yargıya nasıl vardığını anlamaya çalışıyorum.
“Yaşım ilerledikçe Avrupa’yı araştırmaya başladım, kendi ülkemle ve yaşadıklarımla kıyasladığım zaman çok daha çağdaş, modern, ileri uygulamalar olduğunu görüyorum. Ayrıca farklı ülkeleri keşfetme isteğim de her zaman vardır. Kendi ülkeme her gün biraz daha yabancılaştığımı hissediyorum.”
“Yüzde 60 ana dili Türkçe olmayanlar”
Okul arkadaşları çoğunlukla yabancılar, “yüzde 60’ının ana dili Türkçe değil” diyor.
Mehmet de 3 yaşından beri İngilizce müfredatta eğitim alıyor, kimi anlarda kendisini anlatacağı Türkçe sözcükleri bulmakta zorlanıyor, İngilizce kavramlar üzerinden ilerliyor.
“Kendi ana dilini öğrenmekte sorun yaşamadın mı” diyorum.
Kimi sorunlar olduğunu ifade ediyor ancak “korktuğum gibi olmadı” da diyor.
Türkçe kitaplar okumaya başlamış.
Çoğunlukla yabancı öğrencilerle birlikte eğitim görmesinin hem avantajları, hem de zorlukları olduğunu ifade ediyor.
“Özellikle farklı kültürle tanışma anlamında benim için öğretici oldu” diyor.
Daha iyi anlamak için sınıf ve okul arkadaşlarının hangi ülkelerden olduğunu soruyorum.
Önemli bir çoğunluğun ana dilinin Rusça olduğunu görüyorum.
“Farklı branşlara göre 5 ile 15 kişilik farklı sınıflarda ders yapıyoruz. Rusya’dan, Kazakistan’dan, Beyaz Rusya’dan arkadaşlarım var. İran’dan, Ürdün’den var… İngiltere’den gelen arkadaşlarımız da var.”
“Bir günün nasıl geçiyor?” diyorum.
Çoğunlukla okul, dersler, çalışma…
Özel okullarda tam gün eğitim olduğunu da anımsatmak istiyorum.
“Bir günüm şöyle okul, ders, ev… Spor da yapıyorum. Vücut geliştirme ile ilgileniyorum. Müziği de seviyorum ve çok fazla film izliyorum. Hepimiz biraz da telefona bağımlıyız ama hayatımıza engel olacak kadar değil…”
“Avrupa birincisi geldim ancak Avrupa Birliği yurttaşlığı alamıyorum”
Avrupa birincisi geldiği sınava geliyor söz…
İlk tepkisi şu: “Avrupa birincisi geldim ancak Avrupa Birliği yurttaşlığı alamıyorum.”
Mehmet Cangil Çulama bir “karma evlilik” çocuğu…
Babası İzmir doğumlu, annesi Girne…
4 yaşında Kıbrıs’a geldi babası…
“Bence bu adil değil” diyor Mehmet…
“Kıbrıs’ta doğdum büyüdüm, babam da burada büyüdü… Babam da kendini hep Kıbrıslı olarak bildi. Kendimi hep buraya ait hissediyorum.”
“Sen kendi kimliğini nasıl tanımlarsın” diye soruyorum.
“Nerelisin diyorlar bazen… Bu soruyu adada sordukları zaman Girneliyim derim. Yurt dışında sorarlarsa Kıbrıslı olduğumu söylerim. Türk’üm de diyebilirim.”
Biraz siyaset konuşmayı deniyorum.
“Biz kendi içimizde doğrusu çok politika konuşmuyoruz” diye araya giriyor.
Yine de zorluyorum, memlekete dair neler hissediyor.
“Kıbrıs’ta savaşlar olduğunu biliyoruz biz gençler. Yine de bir adanın ikiye bölünmesini çözüm görmüyoruz. Şimdiki durum, kolay ve uyumsuz bir sonuçtur. Bu durum bir çözüm değil.”
Avrupa’daki eğitim hedefini anımsatıyor, hangi şartlar oluşursa, Kıbrıs’a geri dönmek isteyeceğini soruyorum…
“Birleşmiş Milletler üyesi olsak, uluslararası toplumun kabullendiği bir ülke, en azından kimliğimiz ve pasaportumuz kabul edilse… Çağdaş bir ulaşım sistemimiz olsa örneğin… Toplu ulaşım yok bu ülkede… Elektrik sistemimiz dahi sorunlu… Yollarımız kalitesiz… Kontrolsüz her alanda… Plansızlık… Yaşam standartları aslında çok geride… Bunlar değişse, elbette ülkemizde yaşamak isteriz…”
Peki, arkadaşları ne düşünüyor?
“İmkanı olan arkadaşlarım gelecek planlarını çoğunlukla İtalya, İspanya gibi ülkelere gitmek üzere yapıyor. Çoğunluk bir başka ülkede yaşama hayali kuruyor. Geleceğini burada gören arkadaşlarımız da elbette var. Özellikle de akademik olarak iddiası olmayan arkadaşlarımız… Kıbrıs hakkında iyi bir şey duymuyoruz artık… Başarılı insanlar kaçmak istiyorlar. Bu çok üzücü…”
Özel ders ya da dershaneye hiç gitmemiş Mehmet…
“Özel okulda okuyorsun zaten” diyorum.
Buna rağmen çok sayıda öğrencinin ayrıca özel ders ya da dershaneye gittiğini öğreniyorum.
“Son olarak neler söylemek istersin” diyorum bir saatin ardından…
“Bu başarı için çok gururluyum, belki bu başarılar sayesinde kuzey Kıbrıs’a yönelik bir farkındalık yaratırız. Önümüzdeki günlerde güneyde bir ödül töreni olacak. Benim için heyecan verici… İlkokul öğretmenim Fatoş Mertekçi’ye çok teşekkür etmek istiyorum, bize harika bir temel verdi. Okul müdürümüz Pınar Pürel Cabbar’a başöğretmenimiz İdil Akçal’a teşekkür ediyorum… İngilizce öğretmenim Narin Deniz’in bu başarıda emeği çok büyüktür…”