| POLİTİKA |CYPRUS MAIL

KAHVEDEN HİKAYELER: ONLARA BU İLİŞKİDE MAKASIN KİMDE OLDUĞUNU GÖSTERİN

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

BAŞKAN NIKOS I [Nikos Anastasiades], onur konuğu—yakası açık bir gömlek giyen—halefi olmasına rağmen çarşamba günü Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin (AUB Mediterraneo) Baf kampüsünün açılış törenine katılarak kamuoyunun karşısına nadir bir çıkış yaptı.  

Konuşmalar sırasında çırağının yanına oturtulmasına ve kurdele kesme ritüeline dahil edilmesine rağmen makas Başkan Nikos II’nin [Nikos Hristodulidis] elindeydi. Bu sahne, 2023 Haziran’ında çırağın kampüsün temelini attığı ve mutsuz tavşan ex’in olanları arka planda izlediği sahneye benziyordu.

On yıl boyunca bir numaralı ilgi odağı olmanın zevkine vardıktan sonra, kalabalığın içindeki başka bir yüze indirgenmek zor—özellikle de Baf’ta bir AUB kampüsü kurulmasına ilişkin anlaşmanın kendi yönetimi altında imzalandığını bilirken.

Daha da kötüsü, açılış töreniyle ilgili olarak AUB tarafından yayınlanan resmi basın açıklamasında, Nik’in artık unutulan adam olduğunu hatırlatmaya ihtiyacı varmış gibi, eski başkanın konuklardan biri olduğundan hiç bahsedilmedi.

GERÇİ tamamen unutulmadı. İnsanlar onu, başkanlığının şüphe götüren bir kararı haberlerde yer aldığında hatırlıyor gibi görünüyor. Örneğin Vassiliko LNG terminali fiyaskosu onu tekrar haberlere taşıdı; tüm önerilere rağmen projeyi açık ihaleye çıkarmaksızın Çinli konsorsiyuma verme yönündeki kişisel kararı hakkında sayısız rapor yayınlandı.

Konsorsiyumla yapılan sözleşme çöktüğünden ve kişisel kararının vergi mükelleflerine birkaç yüz milyon euro’ya mal olabileceği ortaya çıktığından beri sessizliğini koruyor. Bu skandal Nik’i bir kez olsun suskunlaştırdı ve Nik bizi suçsuz olduğuna ikna edecek yaratıcı bir açıklama bulamadı.

Daha da kötüsü, Makarios Drousiotis tarafından kendisine yöneltilen tüm suçlamalara yanıt vermeyi planladığı ‘O Sykophantis’ [Editörün notu: Türkçe anlamı ‘İftiracı’] adlı kitabının sabırsızlıkla beklenen baskısı bir aksilikle karşılaştı, çünkü kitabı derleyip düzenlemesi için para ödediği gazeteci Costis Constantinou istifa etti.

Nik daha sonra bu işi saygın bir gazeteciye teklif etti ancak reddedildi. Eğer fazladan para kazanmak isteyen vasat birileri varsa Nik’e başvurabilir. Ücretin çok cazip olduğunu duydum.

BU ARADA Genç Nik, Büyük Deniz Enterkonektörü (GSI) projesine onay verip vermeme ve diğer enerji projelerinin akıbetine uğraması halinde bunun sorumluluğunu üstlenip üstlenmeme gibi çok önemli bir karar almak durumunda olduğu için birkaç haftadır çok zorlanıyor olmalı.

Bakanlar Kurulu’nun Çarşamba sabahı planlanan toplantısında projeyi onaylaması gerekiyordu ancak toplantı öğleden sonraya ertelendi ve herhangi bir karar alınmadı. Bize bu kararın Perşembe günü yapılacak olağanüstü Bakanlar Kurulu toplantısında alınacağı söylendi, ancak o da ertelendi.

Şimdi Salı günü tüm paydaşların hazır bulunacağı ve Başkan Nikos II’nin öyle ya da böyle alışılmadık bir kararlılık göstermesine yardımcı olacağını umduğumuz ‘geniş katılımlı’ bir toplantıda karar alınacağı bilgisini aldık.

AB, Yunanistan hükümeti ve projeyi üstlenecek Yunan şirketi Admie’nin ‘evet’ demesi için büyük baskı uyguladığı Başkan Nikos II, maliyetler konusunda çok fazla bilinmeyenin bulunduğunu iddia eden iç muhalefetle de karşı karşıya. Sonunda doğru kararı vermek için yazı tura atmak zorunda kalabilir.

BAŞKAN, enterkonektör stresinden ve kaygılarından kurtulmak için daha önce hiçbir başkanın yapmadığı bir şeyi yaptı: alması gereken en zor kararın teneffüste tahınlı mı yoksa hellimli mi yiyeceğinden ibaret olduğu o gamsız günleri yeniden yaşamak üzere okula geri döndü.

Cuma günü ortaokulların açıldığı ilk gün olduğu için Başkan, Eğitim Bakanı eşliğinde Archangelos’taki bir teknik okulu ziyaret etti. Birkaç çocukla muhtemelen enterkonektör hakkında konuşurken fotoğraflandı.

Yetişkinlerin dünyasına dönecek olursak, Cuma akşamı ABD Büyükelçisi Julie Fisher yaptığı bir konuşmada enterkonektöre tam destek verdi. Umarız ABD’nin bu müdahalesi—ki başkan her zaman dikkate alır—artık bir karar vermesine çocuklarla yaptığı sohbetten daha fazla yardımcı olur.

NETFLIX’in Türk işgali sırasında geçen ve Türk ordusunun o dönemde yaptığı korkunç şeylerden sadece birkaçını anlatan Famagusta dizisini yayınlayacağı haberini Türkler ancak kitlesel bir öfkeyle karşılayabilirdi.

Kıbrıslı Türkler işgalin yıldönümünü her yıl askeri bir geçit töreniyle kutluyor ve 1974’te kazandıkları zaferle gurur duyuyorlar. Dünyanın, insanları (birkaç bin) öldürmeden, acı ve ıstırap çektirmeden, kasaba ve köyleri bombalamadan ve insanları zorla yerinden etmeden zafer kazandıklarını düşünmesini mi istiyorlar?

Netflix’in diziyi göstermesine öfkelenen sadece takıntılı mızmız Ersin Tatar değildi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayınlayarak bunun “kara propaganda” ve gerçekleri çarpıtmaya yönelik beyhude bir girişim olduğunu söyledi.” Türkiye’nin kandırılmış Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da propaganda hakkında konuştu ve dizide gösterilen olayların gerçek dışı olduğunu ima etti.

Eğer Türk askeri 74 işgali sırasında Kıbrıslı Rumlara çiçek verirken ve yaşlı kadınların karşıdan karşıya geçmesine yardım ederken gösterilseydi, dizi Türkler için daha gerçekçi olabilirdi.

SALI günü AKP milletvekili Hüseyin Yayman, Netflix’in Orta Doğu direktörlerinden birinin Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden toplandığında, diziyle ilgili soruları yanıtlamak üzere meclis komisyonu önüne çıkacağını söyledi.

Yayman, Netflix’e Türkiye’nin “çok büyük bir pazar” olduğunu hatırlattı ve “milletimizin hassasiyetlerini” dikkate alacağını umduğunu ifade etti. Kısacası, Türklerin duygularını incitmek ticari anlamda kötü olurdu.

Netflix’in üstü örtülü tehditlere boyun eğmesi uzun sürmedi. Cuma günü, Türkiye’nin radyo ve televizyon üst kurulu başkanı, Netflix’in Famagusta’yı sadece üretildiği ülkede—yani Yunanistan’da—yayınlamayı ve dünyanın başka yerlerinde erişilebilir kılmamayı kabul ettiğini ‘X’ üzerinden açıkladı.

Türkiye’den gelen bu haber, dizinin Netflix tarafından gösterilmesinin “Kıbrıs sorununun uluslararasılaştırılması çabalarına dolaylı ve daha çağdaş bir şekilde katkıda bulunacağını”, ve bunun bir “istila ve işgal meselesi” olduğunu vurgulayacağını yazan Phil yazarının umutlarını yıkacaktı [Editörün notu: Phileleftheros gazetesine atıf].

BAKANLAR KURULU’nun Sayıştay’ı ‘modernize etme’ planlarına devam etme kararı almasının ardından Sayıştay ve sözcüsü tüm enerjileriyle ortaya çıktı. Normal şartlar altında yetkilerini kısıtlamaya yönelik bu bariz girişim hakkında verip veriştirecek olan Odysseas, korkusuzluğunu kaybetmiş gibi bir görünümle hiçbir şey söylemedi.

Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin on gün içinde açıklayacağı, geleceğine ilişkin kararı beklerken sözcüsü Marios Petrides’e tüm öfke dolu verip veriştirmeleri onun yerine yapması için izin vererek ve çok düşük bir profil çizerek en iyi davranışlarını sergiliyor. Görüşlerini tweet olarak bile paylaşmayan Petrides, sayıştayın resmi duyurularını kendi yazdığı kişisel ‘X’ hesabında yayınlamayı tercih ediyor.

Petrides’in ana mesajı, hükümetin sayıştay raporlarını onaylayacak beş üyeli sayıştay kuruluna hükümetten üç kişinin atanmasını istediği için sayıştayın “ağzını tıkamayı” planladığı yönündeydi.

Adalet Bakanı Marios Hatrsiotis Phil’e yeni rejimin mevcut sayıştay ve başsavcının emekli olmasından sonra uygulamaya konulacağını söylediğinden, Petrides’in tepkisi biraz aceleci olmuş olabilir.

DOKUZ yıl sonra emeklilik yaşına geleceğini düşünecek olursak, bu ifşaat Odysseas’ı endişelendirebilirdi. Hükümet dokuz yıl sonra uygulanacak bir reformla neden uğraşıyor? Bizim bilmediğimiz bir şeyi mi biliyor?

Paralel olarak yürütülecek, başsavcının devlete bağlı savcı ve hukuk müşaviri olarak ikili rolünü sona erdirecek olan hukuk dairesi reformu, daha vakitli. Başsavcı George Savvides iki yıl içinde emekli olacak, dolayısıyla bu değişiklikleri yapmak için doğru zaman.

Odysseas artık ağzının kapatılmayacağını bildiğine göre, reform planına saldırmak için sayıştay hangi argümanı kullanacak?

ÇOK güvenilir kaynaklardan duyduğuma göre Odysseas’ın en militan amigolarından biri olan AKEL milletvekili İrini Charalambidou, 2028 başkanlık seçimlerine yolsuzluk karşıtı aday olarak katılmayı planlıyormuş.

Elbette nihai karar pek çok faktöre bağlı olacak. Ancak seçilemeyeceğini anlarsa ve Odysseas artık sayıştay başkanı değilse, ona bunun yolunu açabilir. Bu sadece bir spekülasyon, ancak halihazırda başkanın yeniden seçim stratejisi üzerinde çalışan başkanlık sarayında olası bir senaryo olarak tartışılıyor.

ECZANELERİN yasada öngörülenden daha uzun süre açık kalması nedeniyle şikayet ve tehditlerde bulunulması sadece Kıbrıscık’da yaşanabilir.

Eczacılar birliği, devletin çalışma saatlerini ihlal eden eczaneleri kontrol altına almaması halinde üyelerine geceleri ve resmi tatillerde eczane açmama talimatı verme tehdidinde bulundu.

Sovyet piyasa ekonomisi savunulmalıdır, çünkü daha uzun saatler boyunca açık kalarak tüketicilere daha iyi hizmet sunmayı istemek kapitalizmin pek çok adaletsizliğinden biridir.

Kaynak: KAHVEDEN HİKAYELER: ONLARA BU İLİŞKİDE MAKASIN KİMDE OLDUĞUNU GÖSTERİN

Share:
PATROCLOS | CYPRUS MAIL
Patroclos, 30 yılı aşkın süredir bu köşeyi yazmasına rağmen akıl sağlığını koruyan Kyriacos Iacovides'in takma adıdır. Kahve’den Hikayeler ilk olarak Nisan 1991'de Sunday Mail'de eğlenceli bir okuma sunmak amacıyla yayınlandı. Hedef kitlesi, hayatı ve Kıbrıs siyasetini fazla ciddiye almayan insanlardı.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR