ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Hristotudilis’in Kıbrıslı Türklere dönük 14 noktada açılım yapma hamlesi bizim siyasilerimiz tarafından “tuzak”, “manipülasyon” “osmosis” ya da “yeni insan hakları sorunları yaratabilir” şeklinde basit ve indirgemeci bir kıvamda yorumlandı. Bu tespitler ana muhalefetten iktidara kadar dört ayrı bakış açısı ortaya çıkmış izlenimi uyandırsa da özünde “Aman ahaliye yarar bir şey olmasın” saikiyle yapılmış açıklamalardır.
Hristotudilis Şubat 2023’de göreve gelmiş ve kısa bir süre içinde Kıbrıslı Türklere dönük bir açılım yapma ihtiyacı duymuş. Anastasiadis’ten devraldığı kötü mirası düzeltmeyi, geleceğe dönük yapıcı ve güven artırıcı bazı adımlar atmayı istemiş olabilir. Annan Planı döneminde Papadopulos o kadar baskıya rağmen ortaya pek bir şey koyamamıştı. Hristofyas, Anastasiadis için de benzer şeyler söyleyebiliriz.
Hristotudilis’in açıklamalarına bizim siyaset esnafının verdiği tepkiler, yani muhataplarının önerilerine karşı öneriler geliştirmek veya konuyu tartışmak yerine kısa yoldan gereksiz mülahazalar yapmaları diplomasinin meziyetlerini kullanma açısından bana hiç doğru gelmedi. Konuyu daha serinkanlı ve etraflı biçimde analiz etmeden tepki yüklü açıklamalar yapmak bırakın Kıbrıs Türklerinin uluslararası alanda doğru anlaşılmasını, tamamen yanlış anlaşılmasına sebep olabilir. Ayrıca insanımızın çıkarlarına olan konularda ezberlenmiş repliklerle açıklama yapmak içerde de dışarda da karşılık bulmaz. Kıbrıs kamuoyu ezberlenmiş repliklerin ıstırabından çok yoruldu.
Doğrusu Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açılım siyasetinin Kıbrıs Türk halkı içinde yarattığı olumlu havayı bizim siyasilerin değiştirme şansı yok. Neden? Çünkü Kıbrıs Türk halkı kendileri için çalışmadıklarından artık emin olduğu siyasilerden umudunu kesmeye başlamıştır. “Kıbrıs milli meseledir, dolayısıyla farklı konum almak lazım” demeyelim. İçerdeki ekonomik, ahlaki, siyasi, kültürel dökülmeler ve başarısızlıklar da milli meseledir oysa. Buna karşı ne pozisyon alıyorsak, bize “aman bu milli meseledir” diye yutturulmaya çalışılan şeylere karşı da aynı pozisyonu almak durumundayız.
Siyasilerimizin halk nezdinde artık meşru olmadığını en iyi Ankara görüyor. Ellerindeki anketlere bakmaları bile Cumhurbaşkanından hükümete ve ana muhalefete kadar hiçbirinin halk içinde bir karşılığının kalmadığını görmelerine, tablonun vahametini anlamalarına yeter. Öyle ya Pile’ye yol açma konusunda zaruret içeren ve insani boyutu herkes için kabul edilen bir konuda bile durumu nereye getirdikleri ortada.
Tekrar Hristotudilis’in önerilerine dönersek… Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın gizli bir niyeti olduğu konusunda benim bir iddiam yok. Lakin Kıbrıslı Türkler üzerinde ilk kez bir Rum liderin yumuşak güç elde ettiğini görmek lazım. Kendi hesabıma, kimlik korkusu altında yaşayan Kıbrıslı Türkler için Hristotudilis’in önerilerini alkışlıyorum. Efendim şöyle olacakmış, böyle olacakmış. Lafı bırakın. Daha fazla kapı açılmasının, hak etmiş 3590 Kıbrıslı Türk gencinin AB yurttaşlığı almasının, Yeşil Hat tüzüğünün kapsamının genişletilmesinin, Kıbrıslı Türklerin sağlık sisteminden yararlanmasının önünün açılmasının, Kıbrıslı Türk işçi ve öğrencilerin barikatlardan geçişleriyle ilgili kolaylık sağlanmasının, Güneyde banka hesapları açılması konusunda gecikmeli kararın uygulanması ve para transferi konusunda önlem alınmasının, karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesine dönük açılımların osmosis ile bir alakası var mı? Halbuki bunların tamamı zaten Güven Yaratıcı Önlemler başlığında konuşulup hayata geçirilmesi gereken somut adımlar. Hepsi de hızla hayata geçebilir.
Hristotudilis’in önerilerine karşı çıkan siyasilerimize öbür taraftaki fanatik unsurlardan kısa zamanda destek gelecek, onlar da bu önerilere yüksek sesle karşı çıkacaktır. Ama bizimkileri bu da kurtaramayacak. Hristodulis cesur ve kararlı durursa osmosis’i bilmem ama Kıbrıs Türklerinin sizin gibi siyasileri kosmosa göndereceğinden eminim.
Kaynak: HRİSTOTUDİLİS’İN ÖNERLERİNİ ALKIŞLIYORUM VE HAYATA GEÇMESİNİ UMUYORUM