| Politika |BAĞIMSIZ

AHALİ SİYASETE KIRMIZI KART GÖSTERDİ

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Pazar günü tek koltuk için yapılan ara seçimlere katılım oranı yüzde 29.92 oldu. Bu oran tarihin en düşük katılım oranı olmakla birlikte, başlı başına siyasi meşruiyet sorununu açıkça ilan ediyor. Burada siyasetçiler açısından durum çok vahim.

Durumun vahametini daha iyi anlayabilmek için 1991 ara seçimleriyle pazar günkü seçimleri kıyaslayabiliriz. Yaşı yetenler hatırlar. 1990 seçimlerini UBP 54,7 oy oranıyla birinci tamamlamış ve 34 sandalye kazanmıştı. CTP, TKP, Demokratik Halk Partisi ve Yeni Doğuş Partisi’nin birleşmesiyle oluşan Demokratik Mücadele Partisi (DMP) ise yüzde 44,5 oy oranına karşılık 16 sandalye elde etmişti. Ancak ittifak partisi DMP’nin büyük bileşenleri CTP ve TKP seçimlere müdahale edildiği gerekçesiyle Meclis’e katılmama kararı alınca 12 sandalye boş kaldı ve 1991’de ara seçimler yapıldı. CTP ve TKP’nin boykot ettiği bu seçimlere katılım oranı yüzde 67 idi. Düşünebiliyor musunuz? UBP dışında dört küçük partinin katıldığı 1991 ara seçimlerine halkın yüzde 67’si katılıyor, 25 Haziran 2023’te BKP, HP ve YKP haricindeki tüm partilerin aday gösterdiği seçimlere katılım oranı ise yüzde 29.92. Bu üç parti seçimlere katılmamış ve boykot etmişti.

Son ara seçimin kazananı CTP adayı Sami Özuslu ve bu sonuç sayesinde belki bir süre daha meşruiyet kazanmış olan CTP’nin genel başkanı oldu. Yeri gelmişken Sami Özuslu’yu tebrik ediyor, inşallah diğerlerine benzemez diyorum.

Peki ara seçimleri kimler kaybetti? Bence dört kaybeden var. Birincisi Ünal Üstel yani UBP. İkincisi YSK. Üçüncüsü, aday gösterirken demokratik mekanizmaları çalıştırmayan parti başkanları. Dördüncüsü ise aday belirlemekten aciz TDP. Hepsinin ara seçimlerdeki performansı çok üzücü boyutlarda. Üstüne o kadar patırtı gürültü yapılan seçimler için aday gösteren ve ahaliden oy isteyen tüm parti başkanları, en düşük katılım oranına zemin hazırlayanlar olarak tarihe geçtiler bile.

Diyeceksiniz ki, tarihe böyle geçtiler de ne oldu? Aralarında ciddi özeleştiri yapan, istifa etmeyi düşünen var mı? Elbette yok. Çünkü beceremedikleri işlerden dolayı özeleştiri yapma ve gerekirse siyasetten çekilme erdemini ve cesaretini gösteremezler. Kimisi demokrat, kimisi solcu, kimisi milli, falan feslikan. Hepsinin ortak özelliği halkın güvenini yitirmiş siyasi figürler olmaları. Ve hepimiz biliyoruz ki bu güveni kazanmaları olanaksız. Yani kıymetli parti başkanları Kıbrıs Türk siyasi kültüründe dibi görmüştür. Bu dipten yani çukurdan çıkmaları için derhal derin bir nefes alıp parti başkanlığından istifa etmeleri ve süreci yeni isimlere bırakmaları gerekir. Son ara seçimler kanıtladı ki, halkımız ülkedeki siyaset kurumunun reel olarak hiçbir işe yaramadığını net bir şekilde görüyor. Siyasetin özellikle son yıllarda ahlaki düzey bakımından düştüğü çukur kimseyi sandığa götürüp oy verdirmeye yetmiyor.

Kıbrıs Türk halkının ara seçimlerde verdiği kıymetli mesaj çok nettir ve siyaset esnafının bunu idrak etmesi gereklidir. Politikacılığı mesleğe dönüştürmüş ve halkın meseleleriyle alakasız bir grup insanın mecliste sosyal eğlence misali yaptığı şeye siyaset denmiyor. Belli aralıklarla seçim yapmakla da demokrasiyle yönetilmiş olmuyoruz. Kıbrıs Türkünün hoşgörüsünü, demokrasi duyarlılığını ve laikliğini yeterince istismar etmiş siyaset biçiminiz artık yolun sonuna gelmiştir. Bu aşamadan sonra “Parti başkanları adayları seçecek, ahali de kafasını kuma sokup sizin seçtiklerinizi onaylayacak” devri 25 Haziran 2023’te tarihe karışmıştır. Halkın sorunlarını çözmek için değil kendi etrafınızdaki bir grup insanı memnun etmek için siyaset yaptığınızı ister UBP’ye ister CTP’ye oy versin herkes anlamış durumda.

Uzun lafın kısası, ara seçimlerde ahali memleketin siyasetçilerine külliyen kırmızı kart gösterdi. Elbette bu kartı kimse kendine göstermiş saymayacak. Ama siyasi sistemin tıkandığına dair önemli bir işaret olarak ortada duruyor. Bu vakitten sonra ne hükümet hükümet, ne ana muhalafet ana muhalafet. Buradan sonra herkes halkın gösterdiği kırmızı kartı doğru anlamalı ve siyaseti neden yaptıklarını bir kere daha düşünmeli. Kısacası siyasetçilerin gideceği yol kalmadı.

Kaynak: AHALİ SİYASETE KIRMIZI KART GÖSTERDİ

image_printPrint
MEHMET HASGÜLER | BAĞIMSIZ
Mağusa doğumlu olup, ilk ve orta öğrenimini doğduğu kentte tamamlamıştır. Üniversite öğrenimini, yüksek lisansını ve doktorasını Türkiye’de tamamlamıştır. 13 Haziran 2004’te Avrupa Parlamentosu seçimlerine tek bağımsız Türk aday olarak Kıbrıs’ta katılmış ve Rum seçmenlerden 681 oy almıştır. Alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası kitap, makale ve kitap bölümü yazarlığı bulunmaktadır. Kıbrıs’ın Turuncusu kitabı Yunanca olarak da yayınlanmıştır. M. Bülent Uludağ ile birlikte kaleme aldığı Devletlerarası ve Hükümetler-dışı Uluslararası Örgütler: Tarihçe, Organlar, Belgeler, Politikalar kitabı da 2021’de İngilizce yayınlanmıştır. Alanında 25 civarında basılmış kitabı bulunmaktadır. Yeni Yüzyıl, Finansal Forum, Referans, Yeni Şafak, Radikal, Cumhuriyet, Afrika gazetelerinde yazıları yayınlanmış ve 2009-2020 yılları arasında Kıbrıs Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Bağımsız haber sitesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR