| Ekonomi |BAĞIMSIZ

KIBRIS KARA PARA ÜSSÜ MÜ?

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Epey bir süredir Kıbrıs’ın kara para üssü olduğuna dair haberler, yorumlar ve analizler duymaya çok alıştık. Eskiden “Kıbrıs NATO üssü olamaz!” diye slogan atan solcular, “Kıbrıs kara para üssü olamaz!” demeye başlasa yeridir. İşin şakası bir yana, birçok saygın ve gerçekçi uluslararası raporda kara para meselesi ülkemizin en büyük sorunlarından birisi olarak gösteriliyor. Kendi ahalimiz içinde de “kara para üssü” olduğumuzun delili olarak caddelerimizde gezen lüks ve pahalı araçları gösterenler var. Bu düşünceyi savunanlara göre ülkemizde değişim değeri kıymetli pek bir üretim yokken bu kadar büyük paraların lüks otomobillere verilmesi para kaynağıyla ilgili şüpheler uyandırıyor. Doğrusu bu düşüncenin pek sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Zira KKTC’de arazi ve arsa spekülasyonundan yani toprak rantından servet yapan epey bir insan da var. Lüks araçların tek açıklaması kara para olamaz anlayacağınız.

Evvelden kara para denilince akla Kıbrıs’ın güneyi gelirdi. Öyle ki Rumca konuşanların yaşadığı bölge tüm dünyada parmakla gösterilen, en önemli kara para üslerinden biriydi. Birçok uluslararası kara para skandalının merkezinde de Rumlar vardı. AB üyeliği öncesinde ve hatta üyeliğin ilk döneminde durum böyleydi. Şimdilerde işleri çok sıkı tuttukları için kara parayla uğraşanlar işlerini bizim tarafa taşımış olabilir. Kara para aklamak için bazı döviz bürolarının kullanıldığının iddia edildiği haberler de okuyoruz. Bu iddialar aydınlatılmaya muhtaçtır ve bir an önce açıklığa kavuşmalıdır.

Kara para aklama işlerine eskiden suç örgütleri bakardı.  Küreselleşme denilen yeni dünya düzeni içinde finansal akışkanlığın kayıt dışı yönüyle de öne çıkması bu durumu kısmen değiştirdi. Kara para aklamakla uğraşanlar yalnızca suç örgütleri değil artık. Büyük paralar yöneten kuruluşlar vergiden ne kadar çok para kaçırırsa müşterilerinin gözünde o kadar itibar kazanıyor. Eskiden kara paranız ya da vergiden, denetimden kaçırmak istediğiniz paranız varsa bavula koyup bir İsviçre bankasına yatırmanız ve gizli bir hesap açtırmanız gerekirdi, bu paranın da belli bir sınırı olurdu. Şimdi bavullara sığmayacak paralar internet üzerinden o ülkeden bu ülkeye, bir vergi cennetinden bir diğerine dolaştırılıp bir anda buhar edilebiliyor. Hal böyle olunca büyük finans uzmanları, mali danışmanlar giriyor devreye. İş suç örgütlerinin kapasitesini aşıyor.

Kara para iddialarını düşünürken aklıma ülkemizin son dört asrında bir sürgün adası olduğunu ve suçluların ceza olarak buraya gönderildiğini hatırladım nedense. Yani ülkemiz topraklarında yaşamak bir cezaydı, Kıbrıs özellikle Osmanlı döneminde devlete karşı suç işlemiş insanların sürgün yeri bir toprak parçasıydı. Sonrasında iç savaş çıktı ve “ortaklık devleti” bir tarafın idaresinde kaldı. NATO üyesi üç garantör ülkeyle ilan edilen devletin yerel idarecileri ortaklık kurdukları anayasal idareyi -silahlı çeteler yoluyla kendi yurttaşlarını öldürerek- yıktılar. Bu arada garantörlerden birisi ülkenin seçilmiş idarecilerine askeri darbe yaparak cumhurbaşkanlarını öldürmek istedi. İkinci garantör ise bu durumun büyük bir kıyıma yol açacağını önceki örneklerle görerek askeri çıkarma yaptı ve ülke 1974 itibarıyla iki kola ayrıldı. Gelecek yıl itibarıyla ada iki taraflı statüsünün 50. yılına giriyor. Yaşanan çatışma, savaş, anlaşmazlık için BM birçok kez inisiyatif aldı ama taraflar eşitlik temelinde, ortak bir devlet içerisinde güç paylaşımı yoluyla ve bir ateşkes antlaşması üzerinden çözüm bulmayı beceremediler. Bir yerden sonra iki taraftaki akıllı ve iş bitirici insanlar hızla bu duruma alıştılar ve ülkenin bu halinden bile para kazanmayı beceriyorlar. Gelinen durum bu.

Bir vahim gerçek ise yıllardır ateşkes durumunun ve hukuk dışı statünün sürmesinin ana varlık sebeplerinden birisi de bu tür fırıldakların küresel düzeyde döndürülsün diye olduğunu da unutmayalım…

Yazıya kara para ile başladık, onunla bitirelim. Bu mesele, güven yaratıcı önlemler alınarak bir an önce çözülmelidir. Ülkenin karar vericilerinin de bazı tedbirler almak istediklerini duyuyoruz. Yakın zamanda bu konuyla ilgili iddialı bir dernek bile kuruldu. Görüşlerini ve önerilerini ülkenin karar vericilerine aktarıyorlar. Gerçekte iki tarafın ekonomisini de olumsuz yönde etkileyen ve ileride daha kalıcı sorunlara yol açabilecek kara para meselesi bir an önce siyasetin önemli bir gündem maddesi haline gelir diye umuyorum. Unutmayalım, yarın çok geç olabilir.

Kaynak: KIBRIS KARA PARA ÜSSÜ MÜ?

image_printPrint
MEHMET HASGÜLER | BAĞIMSIZ
Mağusa doğumlu olup, ilk ve orta öğrenimini doğduğu kentte tamamlamıştır. Üniversite öğrenimini, yüksek lisansını ve doktorasını Türkiye’de tamamlamıştır. 13 Haziran 2004’te Avrupa Parlamentosu seçimlerine tek bağımsız Türk aday olarak Kıbrıs’ta katılmış ve Rum seçmenlerden 681 oy almıştır. Alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası kitap, makale ve kitap bölümü yazarlığı bulunmaktadır. Kıbrıs’ın Turuncusu kitabı Yunanca olarak da yayınlanmıştır. M. Bülent Uludağ ile birlikte kaleme aldığı Devletlerarası ve Hükümetler-dışı Uluslararası Örgütler: Tarihçe, Organlar, Belgeler, Politikalar kitabı da 2021’de İngilizce yayınlanmıştır. Alanında 25 civarında basılmış kitabı bulunmaktadır. Yeni Yüzyıl, Finansal Forum, Referans, Yeni Şafak, Radikal, Cumhuriyet, Afrika gazetelerinde yazıları yayınlanmış ve 2009-2020 yılları arasında Kıbrıs Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Bağımsız haber sitesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR