ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Ciddi ve daha az ciddi konulara ilişkin olarak halkın harekete geçmesi iyileşmelere yol açabilir. Ancak bu harekete geçme, ele alınması gereken eksiklikler ve hataları vurgulamak için yapıcı bir çaba çerçevesinde gerçekleşmelidir. Bu ön koşul, mantıklı argümanlara ve doğrulanmış görüşlere dayanan demokratik ve medeni bir diyalog gerektirir.
Herkesin kendini ulusal ve uluslararası gelişmeler içinde belirleyici bir faktör olarak gördüğü günümüz çağında, diyalog sorun çözme amaçlı değil, daha çok herhangi bir stadyumda olduğu gibi yürütülmektedir. Bu nedenle, genellikle ifade edilen görüşler dogmatik, düzleyici ve doğası gereği zehirlidir. Hemen hemen her tartışmanın temeli siyah-beyaz düşünme biçimidir.
“Yozlaşmış bir siyasi sistemde yaşıyoruz” sonucuna vardığımızda, hepimiz birdenbire ‘sistem karşıtı’ olduk! Bu sisteme küçük ya da büyük her türlü katılımdan kendimizi aklıyoruz. Ve ‘sistem karşıtı’ Fidias’a, ‘yıkıcı’ ELAM’a ve ‘kurtarıcı’ Odysseas Michaelides’e kapılarımızı ardına kadar açıyoruz
Aynı şekilde, yargının da yozlaşmış olduğu sonucuna vardık. Ve polis, ve kilise, ve tıp, ve sivil toplum kuruluşları, ve… Bu mutlak nihilizm ve düzleyici yaklaşım, anarşi koşulları yaratır ve hiçbir pozisyonu olmayan, hiçbir sorunu çözmeyecek, sadece mevcut veya uydurma halk hoşnutsuzluğunu dile getiren aşırı popülistlere kırmızı halı serer. Ta ki hedeflerine ulaşana kadar: sistemin kendisi olmak! Amerika’daki Donald Trump örneği, en azından bize düşünmek için bir fırsat vermelidir.
Sosyal farkındalık ve aktivizmin hem doğru hem de gerekli olduğunu biliyoruz. Ancak, bunlar “şu ve şu kişiler hemen gitmeli” çağrılarıyla tüketilirse, durumu iyileştirme çabasını karşılıklı yıkım ve en kötü içgüdülerimizin hastalıklı tatmin alanına dönüştürürüz.
Çünkü, açık konuşalım, bugünün çığırtkanları, dünün çok daha kötü örneklerinin sessiz gözlemcileriydi. Tıpkı dünün çığırtkanlarının şimdi birdenbire sessizliğe bürünmüş olması gibi. Sonuçta, herkes kendi rolünü seçer. Bu ülkede işleri gerçekten iyileştirmek mi istiyorlar, yoksa sadece o anda rakipleri olan kişilere karşı zafer kazanmaktan zevk mi alıyorlar?
Bu köşe yazısı ilk defa 09.07.2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Kaynak: ANARŞİ ÇAĞINDA