| SOSYAL KONULAR |YENİDÜZEN

NEDEN ÖLDÜ BU İNSANLAR?

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Bir merakımız, kaygımız, beklentimiz, bilinmezimiz daha yanıt buldu:
“Erdoğan–Erhürman görüşmesi perşembe…”

Bir “acaba” giderildi.

Şimdi bakacağız bakalım, nasıl bir “ortak yol” bulunacak.

***

Ama bizim kendi içimizde başka “acaba”larımız var.
Üstelik bunların giderilmesi dış etkenlere bağlı değil…

9 yaşındaki Chinyere Olivia Ojoagu ve 47 yaşındaki Ahmet Akarsu, “Acil Servis”e başvurdukları halde neden öldü?

48 saati çoktan geçti.
Hâlâ kapsamlı bir açıklama yapılmadı.
Dakika dakika ne olduğunu öğrenmek istiyoruz!

Bu bir “lütuf” değil, kamusal bir zorunluluk.

Toplumun, tüm detaylarıyla bunu bilmeye hakkı var.

***

Ne oldu?
Bir zaman çizelgesi içinde, bu insanlara hangi işlemler uygulandı?
Hangi tetkikler yapıldı, hangi uzman nasıl bir değerlendirme ortaya koydu?
Laboratuvar ya da tanı sonuçları neydi?

Hepsi açıklanmalıdır.
Bu sessizliğin sebebi nedir?

Niyetimiz kimseyi yargılamak, suçlamak ya da hedef göstermek değil.
Öğrenmek, anlamak, bilgilenmek istiyoruz.

İki insanın hayatından söz ediyoruz.
Her ikisi de “yardım” talep etti.
“Devlet”in koruyucu, iyileştirici, gözetici merkezlerine sığındılar.
Geride gözü yaşlı onlarca insan kaldı.

En azından onların bilgi alma hakkı yok mu?

Sistemi konuşabilmemiz için önce ne yaşandığını anlamamız gerekiyor.
An be an bilmemiz gerekiyor.

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Bu kadar sıradan.
Bu kadar kayıtsız.
Bu kadar!
Bu kadar!
Bu kadar!

***

Sağlık, şeffaflığın, verinin ve istatistiğin en yoğun olması gereken alandır.
Ama tam bir kapalılık hüküm sürüyor nedense…

Sağlığın tüm paydaşları, yıllardır karşılıklı suçlamalarla birbirini boğuyor.
Benim talebim bu değil.
Bir günde sistemin tüm sorunlarını çözün de demiyorum.
“Hasta Güvenliği Komisyonu neden yok”, gibi yüksek siyaset de yapacak değilim.

Çok basit bir soru:
Ne oldu bu insanlara?

Hangi saatte hastaneye geldiler?
Hangi işlemler yapıldı?
Sonuçları neydi?
Kim, hangi müdahaleyi yaptı, nasıl bir sonuç üretildi?
Ne ilaçlar verildi?
Hangi tetkikler gerçekleşti?

Hani o defter, o kart, o çizelge var ya…
Her aşamada neler not düşüldü?

Bu ölümlerin ardından, ilgili uzmanlar nasıl bir değerlendirme yaptı?
Ne gibi senaryolar üretildi?
Hangi ihtimaller üzerinde duruldu?

Bunların tümünü bilmek hakkımız.
İnsan canı bu.
Geri gelmiyor.

Bir “can” değil, şimdi istediğimiz.
Keşke geri getirebilmek mümkün olsa…
İsteğimiz bir mucize değil bilgi.
Yalnızca bilgi.

Dakika dakika, ne oldu?
Ne?

Bu köşe yazısı ilk defa 11.11.2025 tarihinde yayımlanmıştır.

Kaynak: NEDEN ÖLDÜ BU İNSANLAR?

image_printPrint
Share:
CENK MUTLUYAKALI | YENİDÜZEN
Cenk MUTLUYAKALI, 1971 yılında Kıbrıs’ın Leymosun (Limasol) şehrinde doğdu, savaşın ardından ailesi ile birlikte Girne’ye göç etti. Gazeteciliğe 1989 yılında KIBRIS gazetesinde başladı. United Medya Grubu’nun kuruluşunda görev aldı. 2001 - 2021 döneminde 20 yıl YENİDÜZEN gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Halen, Yenidüzen gazetesinde günlük deneme, haber ve röportajlar yazıyor; dönem dönem televizyon programları hazırlıyor. Kıbrıs Türk Basın Kartı Komisyonu ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde başkanlık görevlerinde bulundu. Meslek yolculuğunda çeşitli ödüller aldı, en son, iki toplumlu Yeni Kıbrıs Derneği tarafından “Barış Gazeteciliği Ödülü”ne layık görüldü. Yayınlanmış deneme ve röportaj kitapları vardır, “Salıncak” adlı romanı Kor Kitap tarafından yayınlanmış, Heterotopya Yayınları tarafından «Η κούνια» adıyla Yunancaya çevrilmiştir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR