| POLİTİKA |CYPRUS MAIL

KAHVEDEN HİKAYELER: BAŞKAN NIKOS II BİLE BU DURUMA OLUMLU BİR YORUM GETİREMEZ

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

LİMASOL’UN KUZEYİNDEKİ Trodos eteklerinde çıkan orman yangınlarıyla mücadele için Ayios Amvrosios’ta kurulan kriz merkezine geldiğinde, Başkan Nikos II’nin şaşkın ve kafası karışık halini görseydiniz neredeyse ona acıyacaktınız.

Kendine güveni kaybolmuş, patronu tarafından dükkânın başına bırakılmış ve sorumluluğun üstesinden gelemeyen çekingen bir tezgahtar gibi görünüyordu. Kameraların önünde yangın hakkında konuşurken başını durmadan sağa sola sallıyordu.

Bu, başkanlığının karşılaştığı ilk gerçek krizdi; ilk kez konfor alanının dışına çıkmıştı ve kendini kanıtlaması bekleniyordu. Elbette ki liderliğinde savaşa girilebilecek bir adam olmadığı ortaya çıktı ama zaten kimseyi savaşa götürebilecek cesareti olup olmadığı da şüpheliydi.

O, kurdele kesmek, binaların açılışını yapmak, yandaşlarının toplandığı yerlerde konuşmalar yapmak, yabancı liderlerle sohbet etmek ve uluslararası devlet adamı rolünü oynamak için uygun bir başkan. Ancak, şimdiye kadar kullandığı basmakalıp sözlerle yönetilemeyecek zor durumlarda liderlik yapmayı hesaba katmamıştı.

Hükümetin dokunduğu çoğu şey gibi, bu yıkıcı yangında da ‘sembolik’ anlamda hiçbir ‘katma değer’ yoktu.

ÇARŞAMBA gününden beri neredeyse hiç ortada görünmeyen iyi gün dostu başkanımız, halkın moralini yükseltecek Churchill tarzı coşkulu konuşmalar yapmadı.

Perşembe öğleden sonra Limasol kriz merkezini ziyaretinde bir kez daha konuştu ve ardından 48 saat boyunca (Cumartesi öğleden sonraya kadar) sessiz kaldı, ki bu onun için eşi görülmemiş bir durum. Açıkçası, olumlu konuşamayacağı veya hükümetini övemediği zamanlarda konuşmamayı tercih ediyor.

Perşembe günü, Çarşamba olduğu gibi, yorumlarına olumlu bir not düşerek yangında evleri yananlara ve yangından etkilenen işletmelerin çalışanlarına devletin tazminat ödeyeceğini duyurdu. Evlerinin küle döndüğünü gören insanlar için bunun pek bir teselli olacağını sanmıyorum ama olumlu bir şey söylemek zorundaydı.

Tabii ki her zamanki kendini yücelttiği olumlu konuşmaları yapmak şu anda uygunsuz kaçacaktı, bu yüzden ortadan kayboldu. Muhtemelen seçildiğinden bu yana ilk kez kamusal alanda görünmeyeceği bir hafta sonu olacak. Pazar günü anma töreni dahi yok.

HÜKÜMETİN yangınla yetersiz bir biçimde baş ettiği gerekçesiyle halkın kendisine saldırmasından korktuğu için ortaya çıkmak istemiyor. Sosyal medya ve muhalefet partileri tarafından yöneltilen eleştiriler oldukça sertti.

Akel ve Disi’nin sert eleştirileriyle başa çıkmak için, cumhurbaşkanının basın sözcüsü Victoras Papadopulos’u görevlendirdi. Disy’nin “popülist yöntemler kullanarak bu doğal afetten siyasi çıkar sağlamaya çalıştığını” söyledi. Hristodulidis hükümetinin herhangi bir üyesi, hatta Victoras bile, popülist yöntemlere oldukça aşinadır.

Mari felaketinden sorumlu Akel’in hükümeti eleştirmeye hakkı yoktu. Victoras Cuma akşamı, “Akel liderliği, siyasi duyarlılık konusunda ders verecek son mercidir” dedi.

BUNDAN BİRKAÇ SAAT ÖNCE adalet ve kamu düzeni bakanı Marios Hartsiotis’in yaptığı son derece duyarsız bir yorumdan ötürü istifasının istenmiş olması göz önünde bulundurulursa, bu oldukça talihsiz bir durumdu. Ayrıca oldukça aptalcaydı.

“İki kişinin hayatını kaybettiği talihsiz olay dışında, 16 köy tahliye edildi, ancak hiçbir can kaybı yaşanmadı.” İki kişi alevlerden kaçmaya çalışırken arabalarında yanarak can vermişken, nasıl “hiçbir can kaybı olmadı” denebilir?

Ve iki kişinin ölümü yalnızca talihsiz bir olay mı? Kıbrıscık’ın en öfkeli köşe yazarı Phil’s Giorgos Kallinikou, Hartsiotis’in neden henüz görevden alınmadığını merak etti. “Siyasi sorumlulukları en aza indirgeme takıntısı o kadar ileri gitmiş ki, iki insanın hayatının değerini yok sayacak noktaya gelmişsiniz” dedi, üstü kapaklı Elamlı bakana.

Birkaç saat sonra, dersini almış gibi görünen Hartsiotis durumu düzeltmeye çalıştı. “Hiçbir şekilde insan hayatının değerini küçümsemek istememiştim” dedi ve talihsiz olayın kurbanlarının “aile ve dostlarına içten taziyelerini” iletti.

SON BİRKAÇ GÜN içinde saklanan diğer adam Mini Me idi. Belki de Haziran başında yaptığı, hükümetin yangınla mücadele kapasitesinin “güçlendirilmiş ekipler, modern araçlar ve net bir strateji ile tam anlamıyla operasyonel bir hazır olma durumunda” olduğu yönündeki gururlu açıklamasıyla ilgili soru ve eleştirileri duymamak için tatile çıkmıştır.

Ayrıca şunları da söylemişti: “Bu yılki yangınla mücadele döneminde Kıbrıs Cumhuriyeti her zamankinden daha hazır ve güçlüdür.” “Devlet tarihinin en eksiksiz ve en büyük uçak filosuna, diğer yıllardan çok daha erken bir zamanda sahip olduk.”

Mini Me’nin, patronunun söylemesini istediği aptalca şeyleri söylediğinden eminim. Başkan hükümetini övmeye ve gösteriş yapmaya o kadar hevesliydi ki, Olimpos tanrılarının böyle bir kibri cezalandıracağı aklına gelmedi. Cumhuriyet, itfaiye kapasitesinin zirveye ulaştığı yılda tarihinin en büyük yangın felaketini yaşadı.

HUKUK KOMİSERİ Louiza Zannetou’nun, Ocak 2024’te rutin bir kontrol sırasında alkol testi için ikinci bir numune vermeme suçundan aklanması ne büyük bir rahatlama.

Polis Operasyon Şefi Yardımcısı savunma tanığıyken nasıl suçlu bulunabilirdi ki? İlk alkol testinde sınırın üzerinde olduğu tespit edilen komiser aleyhine polisin açtığı davada bir başka polisin tanık olarak kullanılması tuhaftı.

Komiser aleyhine dava açılabilmesi için ikinci bir test yapılması gerekiyordu, ancak polisin çalışan bir alkol ölçeri olmadığı için bu saatler sürdü. Sonunda bir alkol ölçer bulunana kadar Zannetou çok fazla su ve sigara içmişti, bu da, söylenene göre, alkol ölçere doğru şekilde üfleyememesine neden oldu.

O noktadan sonra alkol ölçere çok sert üflese bile sınırın üzerinde çıkması mümkün değildi. Kamuoyunda linç edildi, ancak sonunda adalet yerini buldu.

SÖZDE SİSTEM KARŞITI çetenin yeni gözdesi, eski yargıç Doria Varoshiotou, iki yıllık sözleşmesinin Haziran sonunda sona ermesinin ardından yargı konseyinin onu kalıcı olarak işe almama kararını temyiz etmesine rağmen, yargıç olarak görevine iade edilme girişiminde başarısız oldu.

Mahkeme, haklı olarak, sözleşme süresinin dolduğunu göz önünde bulundurarak yargıçlık görevine geri dönemeyeceğine karar verdi. Yargı Konseyi’nin onu kalıcı olarak işe almama kararına karşı yaptığı itiraz, Ağustos ayında görüşülecek.

Özel sektörde bir çalışan, işvereni sözleşmesini yenilememe kararı aldığında onu mahkemeye verebilir mi? Doria da bunun için mücadele ediyor: işvereninin sözleşmesini yenilememe hakkını elinden almak için. Olsa olsa Kıbrıscık’da olur.

Bu köşe yazısı ilk defa 27.07.2025 tarihinde yayımlanmıştır.

Kaynak: KAHVEDEN HİKAYELER: BAŞKAN NIKOS II BİLE BU DURUMA OLUMLU BİR YORUM GETİREMEZ

image_printPrint
Share:
PATROCLOS | CYPRUS MAIL
Patroclos, 30 yılı aşkın süredir bu köşeyi yazmasına rağmen akıl sağlığını koruyan Kyriacos Iacovides'in takma adıdır. Kahve’den Hikayeler ilk olarak Nisan 1991'de Sunday Mail'de eğlenceli bir okuma sunmak amacıyla yayınlandı. Hedef kitlesi, hayatı ve Kıbrıs siyasetini fazla ciddiye almayan insanlardı.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR