| POLİTİKA |CYPRUS MAIL

KAHVEDEN HİKAYELER: PANİK YAPMAYIN, KIBRISCIK VAZİYETİ KURTARACAK

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

BÖLGEMİZDE olup bitenlerin oldukça ürkütücü olduğunu söylemeliyim. Kıbrıscığın bazı bölgelerinden Cuma gecesi Tel Aviv yönüne uçan füzelerin görülebilmesi, bölgenin istikrar ve güvenlik timsalinin İran’ın hedefine ne kadar yakın olduğunu bizlere vakitlice hatırlatmış oldu.

Bu yakınlığı kendi lehine çevirmeye çalışması bakımından hükümete hakkını teslim etmek gerekir; hükümet sözcüsü Mini Me, cumhurbaşkanı yönetiminde gerçekleşen ulusal güvenlik konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, bölgeye en yakın AB üyesi ülke olarak Kıbrıscığın krizi giderme çabalarına her türlü katkıda bulunacağını söyledi.

Bu oldukça mantıklıydı. Güç ve nüfuz bakımından zayıf bir ülkeyseniz, savaş bölgesine yakın olmanız durumunda krizi gidermeye katkıda bulunmak alabileceğiniz en iyi pozisyon olabilir. İsrail’e atlayıp krizi giderebilir ve İran’a da diğer AB ülkelerinden çok daha hızlı ulaşabilirsiniz.

Burada korku tacirliği yapmak istemem ancak İsrail’e olan yakınlığımız göz önüne alındığında, hükümetimiz krizi gidermekle meşgulken İran’ın füzelerinin kazara—ya da kasıtlı olarak—bize isabet etmesinden endişelenmemiz gerekmez mi?

GERÇEK korku tacirliği İçişleri Bakanı Constantinos Ioannou tarafından yapıldı. Cumartesi günü Bakan, kullanıcıların ev veya iş yerlerine en yakın sığınakları bulmalarını sağlayan sivil savunma uygulaması “SafeCY”nin varlığını gururla hatırlattı.

Sığınak bulmaya yarayan SafeCY uygulaması Mart ayında kullanıma sunulmuştu ancak Ioannou bunun varlığını hatırlatmak için şimdiki zamanı uygun bulmuş olmalı. Bakan açıkça, bu uygulamanın gerekli olabileceğini düşündü. Öyle görünüyor ki, her mahallede bir sığınak var.

Ancak, Larnaka’da yaşayan ve karamelli latte içen bir müşteriye göre, listede yakınındaymış gibi görünen iki sığınak mevcut değil. PALM MPITS CHOTEL, OROKLINE (sic) sığınağı şu anda bir şantiye, MESOPOTAMIA PRINSES CHOTEL OROKLINE (sic) ise yıkılmış durumda.

İçişleri bakanı sığınak bulma uygulamalarını tanıtırken, Kıbrıscıkdan görüldüğü haliyle Tel Aviv’e düşen füzelere ait videolar sosyal medyada yayınlanırken ve hükümetimiz bombalamalara yakınlığımızı bir tür avantaj olarak sunarken, Otelciler Derneği’nin tüm bunların turizmi etkileyeceğini söyleyerek ağlamaya başlamamış olmasına şaşırıyorum.

BAŞLANGIÇTA, sadece Başkan Nikos II ve birkaç gazetecinin ihtişam sanrılarıyla boğuştuğunu düşünmüştük ancak bu sanrılar Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos’u da sarmış gibi görünüyor.

Cuma günü ulusal güvenlik konseyi toplantısını takip eden ihtişam sanrıları gövde gösterisi sırasında Mini Me, Kombos’un İsrail ve İran dışişleri bakanlarının yanı sıra “Lübnan, Irak, Ürdün, Bahreyn, Mısır, Umman, Filistin ve Birleşik Krallık gibi bölge ülkelerinin liderleriyle” telefon görüşmeleri yaptığını bildirdi.

Vasat gazetecilerin Kombos’un İsrailli ve İranlı mevkidaşlarına ne söylediğini sorması üzerine Mini Me, bölgedeki krizin giderilmesi ve bölge güvenliğinin sağlanmasının gerekliliğine dair Kıbrıs Cumhuriyeti’nin istikrarlı pozisyonunu ilettiğini söyledi.

Eğer tüm bunların ardından gelen füze ve hava saldırıları bir gösterge ise, hem İsrailli hem de İranlı bakanların Kombos’un tavsiyesini tamamen görmezden geldiği sonucuna varabiliriz; muhtemelen bıraktığı sesli mesajı bile dinlememişlerdir.

Yine de Mini Me, Kombos’un telefon görüşmeleriyle çok gurur duyuyor ve hükümetin sanrısal diplomasisine bağlılığını sürdürüyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “bölgedeki istikrar sağlayıcı rolünü bir kez daha kanıtlayacağını” söyledi.

SANRILAR vasat gazetecileri de etkiliyor. Zeus Group patronu Chrysanthos Tsouroullis, geçen gece televizyonda İsrail örneğini izlemediğimiz için şikayet ediyordu.

Sigma TV haberlerinde kriz hakkında konuşan cesur Tsouroullis, İsrailliler gibi olamadığımız için tüm kederiyle bizi fırçaladı: “Şöyle bitireceğim: Aslan halka aslan lider, koyun halka köle lider. Ne olmak istediğimize karar vermeliyiz, çünkü sorumluluklarımız yok değil… İsrail’in bir planı, son aileye kadar ulaşan bir düşünce tarzı var; biz ise ülkemizin yarısı işgal altında değilmiş gibi davranıyoruz.”

Tsouroullis, partneriyle yatlar ve lüks otellerde lüks hayatın tadını çıkarırken ve selfie’ler çekip bunları sosyal medyada paylaşırken ülkemizin yarısı işgal altındaymış gibi davranıyor mu? Biz ise ne olmak istediğimize çoktan karar verdik. Kamu paraziti olmak, minimum çabayla maksimum kazanç elde etmek istiyoruz. Hatta belki de bazıları Tsouroullis gibi olmak istiyordur—gusto sahibi vatanseverleri yerden yere vurmak.

KAMU PARAZİTLERİNDEN bahsetmişken, Meclis Sağlık Komitesi’nin, yakın zamanda  emekli olan sağlık bakanlığı daimi sekreteri Dr. Christina Yiannaki’ye “halk sağlığına uzun yıllar boyunca yaptığı katkılarından dolayı takdirlerini iletmek” için “küçük bir tören” düzenlediğini okuyunca çok şaşırdım.

Dr. Yiannaki’ye sembolik bir hediye verildi. Komite başkanı Efthymios Diplaros, “dürüstlüğü, tutarlılığı ve kararlılığı… her zaman etik ve sorumlu bir şekilde kamu yararına hizmet ettiği” gerekçesiyle onu övdü. Tüm bunları yapabilmesi için vergi mükellefleri ona oldukça iyi bir maaş sağlıyordu, öyleyse Diplaros onu neden onurlandırmaya karar vermişti?

Kamu yararına hizmet ederken, sayısız politikacıya oldukça cazip mükafatlar karşılığında yaptığı gibi, kendi akrabalarından birini yurtdışındaki bir hastaneye tedaviye göndermiş miydi? Disy, Zeta Emilianidou ödüllerine ek olarak Dr. Yiannaki ödüllerini ne zaman kurumsallaştıracak?

TÜM haber kaynakları, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin G7 toplantısı için Kanada’ya giderken Pazar günü Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini bildirdi.

Tüm haberler Hindistan’ın günlük gazetesi The Hindu’da yer alan bir habere dayanıyordu, ancak bu haberin kaynağının Kıbrıs hükümeti olduğuna dair şüpheler var. İpucu şuydu:

“Yeni Delhi’deki kaynaklar, Kıbrıs ziyaretinin Mayıs ayında Sindoor Operasyonu sırasında Pakistan’a yardımda bulunan Türkiye’ye bir mesaj niteliğinde olacağını ima etti.” Ciddiyet sahibi hiç bir hükümetin ‘mesajlar’ ifadesini kullanması söz konusu değil. Bunu sadece Hristodulidis hükümeti yapar ve ‘Yeni Delhi’deki kaynakların’ Kıbrıslılar, yani muhtemelen büyükelçilikte çalışan kişiler olduğuna dair bahse girerim.

Modi Türkiye’ye bir mesaj göndermek isteseydi, ihtişam sanrılarıyla dolu bir bölge merkezini ziyaret etmektense çok daha etkili bir milyon başka yola başvurabilirdi.

Bu köşe yazısı ilk defa 15.06.2025 tarihinde yayımlanmıştır.

Kaynak: KAHVEDEN HİKAYELER: PANİK YAPMAYIN, KIBRISCIK VAZİYETİ KURTARACAK

image_printPrint
Share:
PATROCLOS | CYPRUS MAIL
Patroclos, 30 yılı aşkın süredir bu köşeyi yazmasına rağmen akıl sağlığını koruyan Kyriacos Iacovides'in takma adıdır. Kahve’den Hikayeler ilk olarak Nisan 1991'de Sunday Mail'de eğlenceli bir okuma sunmak amacıyla yayınlandı. Hedef kitlesi, hayatı ve Kıbrıs siyasetini fazla ciddiye almayan insanlardı.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR