| SOSYAL KONULAR |HABER KIBRIS

RÜŞVET AŞIRI ARTTI VE ‘’YETER ARTIK’’ DEDİRTTİ

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Fasıl 154 Ceza Yasası’ndaki “Rüşvet Suçunda Etkin Pişmanlık” maddesinden faydalanarak ihbarda bulunanlar nedeniyle önce Merkezi İhale Komisyonu Başkanı Salih Canseç, ardından da Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu tutuklandı, mahkemelik oldu… Başka tutuklamalar olacağı da iddia ediliyor…

Yasa koyucular, “Rüşvetin belgesi olmaz” meşhur lafından hareket ederek, gerçekten rüşvetin belgesine ulaşılamayacağını düşünerek, Fasıl 154 Ceza Yasası’nda, “Rüşvet Suçunda Etkin Pişmanlık” başlıklı bir düzenleme yaptı…

Bu düzenleme ne zaman mı yapıldı? Tabii ki ta 2014 yılında…

Peki soru şu; 2014 yılında yapılan bir yasal düzenlemeden yararlanmak için insanlar neden 11 yıl bekledi?

Ya da şöyle soralım; neden 11 yıl boyunca bu yasadan faydalanan itirafçılar çıkmadı da şimdi çok sayıda itirafçı ortaya çıktı?

Tabii ki rüşvet olayları çok arttı, aşırı noktaya ulaştı, rüşvet talep edenler işi iyice abarttı da ondan…

Demek ki rüşvet verenler “yeter artık” deme noktasına geldi…

Biliyorsunuz, rüşvet veren de alan da suçludur ama yasa koyucu, rüşvetin belgesine ulaşılamayacağını dikkate alarak, itiraf eden tarafı koruyup, diğer tarafı yakan bir düzenleme yaptı.

Amaç, taraflardan birisine “itirafçı olursa korunacağı garantisini vererek, karşı tarafı ihbar etmenin yolunu açıp” rüşveti engellemektir. Yasal düzenleme ile rüşvet aleminde güvensiz ortam yaratıp, “her an satılabilirim” duygusu yayarak caydırıcı olmak amaçlanıyor.

Evet biliyorum, vicdanınız bir tarafın korunmasına razı olmuyor, evet benim vicdanım da razı olmuyor ama yasa böyle… Ancak bu şekilde caydırıcı olabileceği düşünülmüş.

Bu bize özgü bir yasal düzenleme değil, başka birçok ülkede benzer uygulamalar var…

Yasa, tek taraflı değil, yani yalnızca “rüşveti verene” itiraf çağrısında bulunmuyor ya da yalnızca “kamu görevlisini” mahkûm ediyor değil. Yasa, rüşveti alana da verene de aracılık eden üçüncü kişiye de sesleniyor…

“Rüşvet alan veya rüşvet alma konusunda anlaşma yapan kamu görevlilerine”, “Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşma yapan kamu görevlisi olmayan kişilere” ve “Rüşvet suçuna aracılık eden veya rüşvet suçundan menfaat elde den üçüncü kişilere”, itiraf çağrısında bulunuluyor.

Tabii ki rüşvet meselesi resmi makamlarca öğrenilmeden ve bu konuda herhangi bir soruşturma başlatılmadan önce, polisi veya Başsavcılığı durumdan haberdar etmek şartıyla…

Uluslararası Şeffaflık Örgütü kriterlerine göre, Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Kıbrıs Ofisi’nin katkılarıyla akademisyenler Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından her yıl hazırlanan “Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı Raporları” aslında bize ülkedeki felaket durumu gösteriyordu.

Bu raporlar, “KKTC’nin tam bir yolsuzluk ve rüşvet ülkesi haline geldiği” algısını yükseltiyordu.

Yönetenlerden zaman zaman bu raporlara tepki geliyordu. Onlara göre bunlar abartılıydı ve ülkeyi kötülüyor, imajını sarsıyordu.

Halbuki bu raporlar, iş insanlarıyla yapılan anketler sonucu ortaya çıkıyordu ve her geçen yıl durum daha kötü oluyordu. İş insanları, rüşvet vermeden işlerini yapamaz hale geldiklerinden yakınıyordu.

Bu raporların gerçek olduğu işte tutuklamalarla, mahkeme aşamalarına varan canlı örnekleriyle de ortaya çıktı.

Rüşvetin bu kadar artış göstermesi ve bunun içine üst düzey kamu görevlilerinin karışmış olması gerçekten hem üzüntü hem de endişe vericidir.

Suçlu mu suçsuz mu yargılama sonucu ortaya çıkacak, kendimi yargı yerine koyacak değilim ama Başbakanlık Müsteşarının adının rüşvete karışması küçümsenecek bir mesele değildir.

Merkezi İhale Komisyonu Başkanı ile Başbakanlık Müsteşarı; yolsuzluk, rüşvet iddialarıyla tutuklanırken, hükümet yetkililerinden tatmin edici bir ses yok, sanki de bu olaylar hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. Konuya kenarından biraz değinirken de sanki bu işlere bulaşanları hiç tanımıyorlarmış da yabancı birinden söz ediyormuş gibi yapıyorlar. Hükümet edenler, atadıkları kişilerden sorumludurlar, kendilerini bu kadar kolay soyutlayamazlar.

Bu köşe yazısı ilk defa 08.12.2025 tarihinde yayımlanmıştır.

Kaynak: RÜŞVET AŞIRI ARTTI VE ‘’YETER ARTIK’’ DEDİRTTİ

image_printPrint
Share:
ALİ BATURAY | HABER KIBRIS
14 Ekim 1968’de Larnaka kazasına bağlı Alaniçi (Klavya) köyünde doğdu. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. “Yeni Medya ve Kuzey Kıbrıs’ta Değişen Gazeteler ve Gazetecilik” konusunda yüksek lisans yapmıştır. 1986-1995 yılları arasında Halkın Sesi Gazetesi’nde, 1995- 1998 yılları arasında Yenidüzen Gazetesi’nde, 1998-2020 yılları arasında 22 yıl Kıbrıs Gazetesi’nde çalıştı. Kıbrıs Gazetesi’nde haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevlerini üstlenmiştir. Şubat 2020’de dijital gazete Haber Kıbrıs’ta çalışmaya başladı. Haber Kıbrıs’ta halen Genel Yayın Koordinatörü görevini yürütmektedir. Günlük köşe yazıları yazmakta ve hafta arası Haber Kıbrıs Web TV’de “Markaj” isimli programı yapmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR