| POLİTİKA |TO THEMA ONLINE

SENİN SAVAŞIN, BENİM FIRSATIM

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Cumhurbaşkanı Nicos Christodoulides bugün yaptığı açıklamada, “Kıbrıs’ın cumartesi günü Mısır’da gerçekleştirilecek olan Orta Doğu Zirvesi’ne katılacak ülkeler arasına seçilmiş olması, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin oynayabileceği rolün kabul edildiğinin bir kanıtıdır” dedi ve “ilk kez diğer ülke vatandaşlarının ülkemiz üzerinden tahliyesi için bu kadar çok talep geliyor” diye ekledi.

Bravo bize. Başkalarının acı ve ıstırabını kendi lehimize kullanmakta üstümüze yok. Ve bunu, bir dizi başarısızlığın ardından küçük bir başarı elde eden umutsuz bir geçmişin bariz neşesiyle yerli şakşakçılarımıza duyuruyoruz.

Tam da bu noktada bu kibrin ve kükreyen fare sendromunun bir şekilde yumuşatılması ya da daha iyisi siyasi hayatımızdan tamamen çıkarılması gerekmiyor mu? Biz Ortadoğu’nun, barut fıçısının karşısında konumlanmış küçük bir ada devletiyiz- hem de yarım bir ada-. Zengin bir geçmişimiz, kayıtsız bugünümüz ve belirsiz bir geleceğimiz var; son on yılda kendimize inşa etmeyi başardığımız tek ‘isim’, uluslararası alanda aranan her dolandırıcı için- tercihen yeterince paraya sahip olan beyaz yakalılar- batmayan bir kara para aklama ve pasaport üretim merkezidir. Hiçbir şey başaramadığımızdan değil. Ozark ve Bay Robot’tan tutun da Suits ve Laundramat da dahil olmak üzere, kara para aklama, vergi kaçırma ya da yolsuzlukla ilgili hemen her çağdaş popüler kültür ürününde Kıbrıs’ın adı geçiyor.

Ama biz buyuz, iyimizle ve kötümüzle, güçlü yanlarımız ve hatalarımızla, küçüklüğümüz ve orantısız büyüklükteki egomuzla, dünya haberlerinde nadiren iyi bir şeyle anılan gezegenin bu sürekli sorunlu köşesindeki yerimizle. Dünya meselelerine katkımızın, tatil için iyi bir yer, paravan şirketler ve zengin Lübnanlılar ile İsraillilerin barut kokusu suyun öte yanından her yükseldiğinde teknelerini yanaştırdıkları bir liman olmanın ötesinde bir şey olduğunu iddia etmemize gerek yok. Bunda yanlış bir şey yok, herkese Tanrı, doğa, şans ve tarih tarafından biçilen roller vardır ve bunlardan birini ya da hepsini seçebilirsiniz. Ve zaman zaman iktidardakiler tarafından “Güneydoğu Akdeniz’in teknoloji merkezi”, “Hollywood/Bollywood şubesi”, “uluslararası yatırım destinasyonu”, “bölgenin enerji merkezi” gibi çeşitli moda sözcüklerle adlandırılabiliriz (“Akdeniz’in İran’ı” gibi daha uygun bir tanımlama ile daha doğru bir şekilde temellendirilmediğimiz zamanlarda). En azından bunları kendimize söylüyor, sadece biz heyecanlanıyoruz ve kendimiz dışında birine de zarar vermiyoruz (tabii ki OnlyFans’ta para kazanması gerekirken sık sık dalga geçtikleri zekâmız dışında). [Çevirmenin notu: OnlyFans, özellikle pornografi üreten seks işçileri tarafından kullanılan bir internet içerik abonelik hizmetidir].

Ancak bir devletin (hatta Banana Cumhuriyeti’nin) lideri olmak, popüler çocuklar okulun kaybedenini masalarına davet ettikleri için, Ortadoğu’da akan kanın “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölgede oynayabileceği rolün tanınması” olduğunu açıkça ve alenen ifade etmek, (bir de “abartmak istemiyorum” dedi) en hafif deyimiyle yakışıksız, hayasız, küstahça ve sonradan görme bir tavırdır. Özellikle de bakanınız İsrail’in güneyindeki Hamas katliamlarından üç gün sonra aşağıdaki açıklamayı yapmışken: [Çevirmenin notu: “Enerji Bakanı” başlıklı online haber sitesinin anlık görüntüsü: “Savaş Kıbrıs için bir fırsat penceresidir”]

(Daha sonra başlığı değiştirdiler, anlaşılan o ki birisi kulağına kibutzlardan hala cesetlerin toplandığını fısıldadı)

Gerçekten de Hristodulidis hükümetinin katkısı tam olarak ne olmuştur? On yıllardır yapılmayan ne yaptı? Onun gözetiminde Kıbrıs sağlam bir demokrasi, bir AB üyesi ve iç savaşlar, silahlı çatışmalar, diktatörlükler ve dini fanatizmle boğuşan bir bölgede bir istikrar unsuru haline mi geldi? Yoksa havaalanında İsrail’den gelen acil uçuşları nasıl karşılayacaklarını yeni mi öğrendiler? “İlk defa diğer ülkelerden vatandaşlarını ülkemizden geçirmek için bu kadar çok talep geliyor” diye tavus kuşu gibi böbürlenmemize neden olan şey nedir? Bunu söylemeyi başkalarına bırakın, yardım ettiğiniz ülkelerin size teşekkür etmesine izin verin (sadece bariz olan için bile olsa) ve bazı kriz azaltma girişimleriyle ya da ihtiyaç duyulan yerlere insani yardım göndererek (şimdi şüphesiz Gazze’deki sivil nüfusa) pratik bir şekilde nasıl yardımcı olabileceğinizi düşünün. Ama sakın orada oturup da kameraların önünde, [çatışmanın] tam karşısında yer aldığınız ve İslami bir diktatörlük olmadığınız gibi tamamen tesadüfi bir gerçek yüzünden sakalınızı kutsamayın [Çevirmenin notu: Yunan atasözü, kişisel çıkarı ön planda tutmak anlamına gelir]!

Ama bir hükümet olarak sicilinizde ucuz bir komediden bile daha fazla hata varsa, umutsuzca sizi kurtaracak, tutunacak bir dal ararsınız. Konu sizin olmasa bile. Katledilen komşularınız olsa bile.

Kaynak: SENİN SAVAŞIN, BENİM FIRSATIM

Share:
MARINOS NOMIKOS | TO THEMA ONLINE
Yirmi yıldan uzun bir süredir gazetecilik yapan Marinos Nomikos, keskin mizahı ve içgörülü sosyal yorumlarıyla kurulu düzenin başının belası olmuştur. Diğerlerinin yanı sıra, Politis, Kathimerini ve Phileleftheros gazeteleri, TV Mania ve Down Town dergileri ve Active, Sfera ve Kanali 6 radyo istasyonları ile işbirliği yapmıştır. Halen ToThemaOnline ve LimassolToday web siteleri için yazılar yazmakta ve Alpha tarafından hazırlanan 'TV Stories' podcast'ini sunmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR