| Kıbrıs Sorunu |YENİDÜZEN

SINIRLARLA OYNAMAK

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Ne hazin öyküleri var adamızın…

20 Temmuz’u resmi tarih üzerinden okursanız eğer yanılırsınız.

Size “kurtarılma” öyküleri anlatırlar, siz bugüne bakarak tutsaklığı sorgularsınız.
Gözyaşını, göçü, yitirilen evlatları ve zorla terk edilen toprakları hiç anmadan “bayram” kutlarlar.
***
“Daha dündü, buradan, yarasından kanlar akarak bir yaz geçti” sözleri gibi Fikret Demirağ’ın katillerin kahramanlaştığı, mağdurların sessizleştiği ve içimizdeki yurtsuzluğun büyüdüğü bir aydır temmuz…

***

Çok özel bir anma vardı geçenlerde, gidemedim, üzüldüm.

Yeni Kıbrıs Partisi öncülük etti, Hasan ile Harulla’nın (Hambou) yanına koşuldu, umut ekildi toprağa, hınç yerine sevgi anımsandı, savaşı kutsamak yerine barışa selam duruldu.

Yalnızlık, yoksulluk ve yokluk içinde bir hayat yeşertti çoban Hasan ile Harulla, bir başka tarih yazdı, bir başka insanlık…

Androliku köyüne Gündoğdu da diyorlar.

Kıbrıs adasında gün doğacaksa gerçekten, gün gele, tek bir barikatın olmayacağı gündür.

İnsanların birbirlerini sınırsız sevecekleri ve bu acılı coğrafyanın hepimize yeteceği, ayrımsız, eşit, özgür gündür.

***

Hasan, çocukken, çobanlık için Kıbrıslı Rum bir ailenin yanına verilmişti. Büyük bir aşk doğmuştu o hayatın içinden… Yanına verildiği ailenin kızına aşık olmuştu, Harulla’ya…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kodları “bölünmek” üzerine yazılmıştı ya “evlenmek” dahi yasaktı, iki farklı toplumdan insanın… Ya Hasan din değişecekti, ya Harulla…

Ah dünya o kadar değişti değişmesine de kimi kafalar halen aynı!

İnsanların beynine işlendi ne kadar ayrılıkçı sembol varsa, ne varsa, ayrı ayrı istendi…
Hınçları, hırsları, nefretleri gözlerini kör edenler en önde yürüyorlar şimdi…

***

İlk çocukları doğmak üzereydi ve Hasan ile Harulla’nın evlenmesi için birinin din değiştirmesi şarttı.

Harulla, “Meral” adını alarak gerekli evrakı imzaladı, Hasan, ömrünce karısına Meral diye çağırmadı.

1974 savaşı adayı böldü, onları bölmedi.
Ölüm bile ayırmadı.
Malum mezarlıklar da ayrı ayrıydı.
Hasan sınırlara aldırmadı.
Harulla öldüğünde, Müslüman mezarlığının bir adım ötesine bir mezar yeri açtı, haç dikti.
Aşkını oraya gömdü.
Hasan öldüğünde de yanına uzandı.

***

Ülkesine, yurduna, insanlığa inananlar için 20 Temmuz en fazla da Hasan’la Harulla’nın öyküsüdür.
Hem hüznüdür onların, hem direnişi…

Sınırlar beyinde, yürekte, bilinçtedir önce…
O sınırları yıkmak hepimizin elindedir.
Kıbrıs barışacaktır eninde sonunda…

İşte o zamandır bayram…

Şimdi yapılması gereken onca mağdura, kurbana, acıya saygı duruşudur yalnızca…

 

Kaynak: SINIRLARLA OYNAMAK

image_printPrint
CENK MUTLUYAKALI | YENİDÜZEN
Cenk MUTLUYAKALI, 1971 yılında Kıbrıs’ın Leymosun (Limasol) şehrinde doğdu, savaşın ardından ailesi ile birlikte Girne’ye göç etti. Gazeteciliğe 1989 yılında KIBRIS gazetesinde başladı. United Medya Grubu’nun kuruluşunda görev aldı. 2001 yılından bugüne YENİDÜZEN gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyor. Yenidüzen gazetesinde günlük deneme, haber ve röportajlar yazıyor; dönem dönem televizyon programları hazırlıyor. Kıbrıs Türk Basın Kartı Komisyonu ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde başkanlık yaptı. Meslek yolculuğunda çeşitli ödüller aldı, en son, iki toplumlu Yeni Kıbrıs Derneği tarafından “Barış Gazeteciliği Ödülü”ne layık görüldü. Yayınlanmış deneme ve röportaj kitapları vardır, “Salıncak” adlı romanı Kor Kitap tarafından yayınlanmış, Heterotopya Yayınları tarafından «Η κούνια» adıyla Yunancaya çevrilmiştir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR