ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Olayın dedikodu boyutunun dışında, herhangi bir DİSİ [Demokratik Seferberlik] destekçisi, Anastasiadis’in kimi daha çok ‘sevdiğini’ umursuyor mu? Eğer Anastasiadis sürekli olarak dile getirdiğimiz gibi yozlaşmış biriyse, onun desteği arzu edilecek bir şey mi yoksa onunla bir ilgin olmasını istemediğine dair herkesi ikna etmeye mi çalışmalısın?
Birkaç gün içerisinde, soğuk kışla başa çıkmak için gaz yağlarımızı dolduracağız. Bu da bir tam maaş gerektirecek ve kesinlikle asgari ücret seviyesinde bir maaştan söz etmiyorum. (En azından Lefkoşa’da yaşayan) Bizler, eğlencesi için değil mecburiyetten, günde ortalama 7-10 kilometrelik bir yolculuk yapıyoruz ve yaklaşık 45 dakika trafikte sıkışıp kalıyoruz. Bize otobüs kullanmamızı söylüyorlar ama Agios Pavlos’tan Kaymaklı’ya gitmek için dört Euro ve üç saate ihtiyacın var. Süpermarkete veya markete her gittiğimizde, ceplerimizi bekleyen yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz. Elektrik faturası geldiğinde panikliyoruz. Öğrenciler ve düşük gelirliler kalacak yer bulamıyor çünkü kiralar tavan yapmış durumda. Berbat bir hastaneye yatırılma ihtimali nedeniyle hasta olmaktan korkuyoruz – berbat derken başta sistem açısından – ki bu berbatlığı artık GESY’ye katılan kliniklerde de görüyoruz.
Sıradan vatandaşın ilgilendiği konular bunlar. Anastasiadis’in kimi daha çok sevdiği veya desteklediği değil. Bu konularla ilgileneceklerine, bunları nasıl çözeceklerini düşüneceklerine, bu küçük yerde nasıl hareket edeceğimizi gösteren kapsamlı bir plan talep edeceklerine, birileri – en azından- her bölgedeki devlet hastanelerini düzenleyeceğine, eğitim sisteminin nasıl moderninize edilebileceğini söyleyeceğine, kimin Anastasiadis’in seçilmişi olabileceği konusuna takmış durumdayız. Bu konunun seçimin odak noktası haline gelmiş olması, tüm haberlerin bu konuyu işlemesi ve Averof, Hristodulidis ile Anastasiadis dizisinin bölümlerini izlemek zorunda kalmamız, çok trajik. Bir gün konu fil, [Çevirmenin notu: Cumhurbaşkanı adayı Averof Neofitu geçtiğimiz gün bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’e ‘odadaki fil’ yakıştırması yapmıştı] ertesi gün sert bir dille yazılan mektup [Çevirmenin notu: Anastasiadis Neofidu’ya gizli bir mektup göndereceğini açıklamıştı], bir sonraki gün her şey bal-kaymak, ondan sonraki gün hepsi palavra… Bu daha ne kadar devam edecek? Ümit ederim ki bu durum Şubat’a kadar sürmez. Diyelim ki, kendileri durumun ne kadar kötü olduğunun farkında değiller. İletişim uzmanları böyle bir senaryonun [seçimlere] katılmayanları sandığa çekmekte başarılı olacağını mı düşünüyor? Yoksa bu hedeflerinin arasında bile değil mi?
Bu konunun sadece birkaç kişiyi ilgilendirdiği o kadar belli ki. Böylece her şeyi olduğu gibi muhafaza etmek danışıklı dövüş bir hedef şaşırtma taktiği gibi görülebilir veya yorumlanabilir.
