ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
…Büyükbaba, Aris’in hikâyesini sessizce dinledi.
Daha çok bir peri masalını andıran bu anlatılanlardan
büyülenmiş gibi görünüyordu.
Bir sigara daha sardı ve sanki bu çok ilginç sohbete dalmadan
önce zihnini uyarmak istercesine içine öfkeyle bir nefes çekti
– Savaşları kim çıkarır, Aris? Ve hiç
teorilere girme. Basit ama anlamlı bir yanıt istiyorum.
– Savaşlar hakkında basit bir yanıt mı? Diyelim ki
emperyalistler. Her zaman söylediğimiz bu değil miydi?
Ve şimdi biliyoruz ki bu adamlar her yerde, her
ideolojide mevcut. Ve madem basit bir şeyler istiyorsun,
o zaman şöyle diyelim; savaşlar, sahip olduklarından memnun
olmayan ve daha fazlasını isteyenler tarafından çıkarılır…
– Siz ve sizin gibiler şehirde
onlardan farklı ne yapıyorsunuz?
– Sen neden bahsediyorsun, büyükbaba? Benim ne alakam
var savaşları çıkaranlarla?
– Alakan elbette ki var, küçük dostum. Günde on beş saat
çalışıyor musun? Gün boyu sinirlerini bozan bir o adam, bir
bu adamla uğraşıyor musun? Bunu neden yapıyorsun? Seni
tiksindiren bu yolda neden devam ediyorsun? Biraz daha fazla
para, bir ev daha, yeni bir araba, size sosyal statü kazandıracak
tüm bu şeyler için.
Söylemeyi öğrendiğiniz gibi, güvence için. Para ile güvenceyi
neden bu kadar özdeşleştirdiniz? Bankadaki paranın ihtiyaç
halinde orada olup olmayacağını dahi bilmezken, hangi
güvenlikten bahsediyorsun dostum?- Büyükbaba, bana yardım
etmen için sana geldim ve sen beni azarlıyor musun?
– Azarlamıyorum, seni aptal. Yardım etmeye çalışıyorum.
Çenesine kadar uzanan kalın bıyıklarını düzeltmek için
her iki elini kullandı ve devam etti.
– Arouli [Editörün notu: Aris’in kısaltılmış hali] seni rahatsız
eden şeyi değiştirmek için, onun bir parçası olmayı bırakmalısın.
İnsanların oksimoronu hangi sistem olursa olsun ondan şikayet
etmeleri ve yine de sadık birer asker olarak ona hizmet etmeleridir.
Ortadan kaldırmak istediklerini söyledikleri güçlere
hizmet ediyorlar.
– Nereye varmaya çalışıyorsun?
– Her sofistike insanın temel prensibine. Dünyayı değiştirebilmek
için önce kendinizi değiştirmelisiniz.
Sessizlik oldu. Aris, bilge büyükbabanın Elli tarafından dördünün
önüne konan zor denklemi çözmelerine yarayacak
iki ya da üç mükemmel fikri olacağını düşünüyordu.
Şimdi işler daha da güçleşiyordu.
Hala çözülememiş bu sorun yetmezmiş gibi, bir de
kendi içindeki merdiveni yeniden uzatması
ve ruhunun derinliklerine yeniden inmesi gerekiyordu.
– Sana bir şey sorayım, dostum. Bir karın, bir çocuğun,
bir evin, ve maddi bir konforun da var.
Mutlu musun?
– Sen ne düşünüyorsun?
– Ben hayır diyorum. Bir rutin içinde yaşıyorsun,
her gün aynı şeyleri yapıyorsun, eve yorgun argın geliyorsun ve
yaptıklarının aynısını yapabilmek için
güneşin yeniden doğmasını bekliyorsun.
Coşku yok, kalp çarpıntısı yok,
gerçek bir zevk yok.
– Bu doğru.
– Bu doğru. Birkaç günlüğüne buraya gel. Gel de
uyuşturulmuş hislerinin nasıl uyanacağını gör. Bir gün
nane ve fesleğen kokusuyla uyan, ertesi gün ilk küçük domatese
sevin, üçüncü gün Mangas ile sanki yeniden çocukmuşsunuz
gibi oynayın. Akşamları da baykuşlar sana karşıdaki çam
ağacından eşlik edecek, ve ayın tüm uyananlara gönderdiği tüm
enerjiyi emeceksin. Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor. Birçok
insan bana bunu söylüyor. Ve ben de onlara,“Sorun değil
çocuklar. Sadece sona vardığınızda, yaşamadığınız için şikayet
etmeyin. Bu yalnız ömrün ne yazık ki son tüketim tarihini gösteren
bir damgası yok. Biz sadece başlangıcı biliyoruz. Yarın belki
son günümüz olabilir”, diyorum.
– İşte bu! Beni de endişelendiren bu.
– İşte buradan başlamalısınız. Hepiniz buradan başlamalısınız.
Yani, eğer bu kayayı parçalamak istiyorsan,
önce bunu kendi içinde yapmalısın. Sadece bu yolla örnek olabilirsin,
sadece bu şekilde önerecek yeni bir şey elde edebilirsin. Ve tüm
bunların zor ve imkansız olduğunu düşünme. Bazen bir şeyler
düşündüğümüzden daha basit ve kolaydır.
Hepimiz kapitalizme kızgınız, değil mi? Devrimler, isyanlar,
ölümler çok da olumlu sonuçlar getirmedi. Neden biliyor musunuz?
Çünkü insanoğlu değişmedi, ve pek çok durumda eskisinden çok
daha kötü yeni güçler yarattı. Bu canavarın silahlar ve ölüler
olmadan nasıl yok edilebileceğini biliyor musun? Eğer yarın
sabah gezegendeki tüm insanlar tüketimlerini yarı yarıya
azaltmaya karar verse, bu yenilmez canavar altı
aydan fazla ömrünü sürdüremez. Bugün giderek
hızlanan ve raydan çıkacağı kesin olan bir makinenin
içine deli gibi kömür atmamızı sağlıyorlar. İsyan
etmeksizin bu intiharı sürdürüyoruz çünkü biz
asla inmek için freni çekmedik.
Kaynak: Giorgos Kaskanis’in 2022 yılında yayımlanan Bahar adlı kitabından alıntı.