| POLİTİKA |HABER KIBRIS

BEYHUDE BİR İNANMIŞLIK MI BU, YOKSA ÇARESİZLİK Mİ?

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

 

   Hiçbir şey yapmadığı ya da iyi şeyler yapmadığı halde en iyisini yaptığını zanneden insanlarla karşılaşmışsınızdır mutlaka.

   Bir yerde en zayıf halka oldukları halde, en iyisi olduğunu, onsuz oraların batıp gideceğini düşünen insanlar vardır.

    Bir şey yapmadığı halde çok şey yaptığını zannedip, kendisini vazgeçilmez olarak görenler, etrafındakilerin de huzurunu bozar.

    İyi bir şey yaptığını zannetmek, kimi zaman psikolojik bozukluk olarak da karşımıza çıkar. Bazı kişiler, gerçekliğin dışına çıktığının, yanılgılara kapıldığının farkına da varmaz.

    Maalesef, ülkemiz yöneticileri de sanırım böyle bir hastalığa yakalanmış durumda.

    Ben bu sözü sevmiyorum ama “siyasette olur böyle şeyler” deniyor… Neymiş o şeyler? Yalan söyleme, çelişkili konuşma, “dün dündür, bugün bugündür” anlayışı, olmayacak şeylerin sözünü vermek, verdikleri sözleri unutmak, asli görevi olan şeyleri büyük icraat gibi göstermek, çok büyük sorunlar yaşanırken ülkede her şey tamammış, refahmış gibi yansıtmak, normal yükümlülüklerini bile yerine getiremezken çok büyük işler yapıyormuş gibi yansıtmak, toplumun faydasına olmayan sakıncalı icraatları çok iyi işlermiş gibi sunmak… Bence siyaset bu olamaz, olmamalı… Ülke yöntemi de bu mantıkla yürümez, yürümediği ortada…

    Sıkça böyle şeylerle karşılaşıyoruz ve ülkeyi yönetenlerin halkı aptal yerine koymaya çalıştığını fark ediyoruz. Keşke tüm halk bunu fark edebilse.

    Özellikle sayın Başbakanın her hafta sonu yaptığı ziyaretler sonrası servis edilen haberlerde ülkeyi cennet gibi gösterme çabası gerçekten çok antipatik…

    Merak ediyorum, gerçekten çok iyi bir şeyler yaptıklarını mı sanıyorlar? Yoksa tipik siyasetçi numaraları mı bunlar?

    Gerçekten iyi şeyleri ya da en iyi şeyleri yaptıklarını sanıyorlarsa, ülkenin çok iyi durumda olduğuna inanıyorlarsa, onlara bunun böyle olmadığını göstermek şarttır.

     Mitomani hastalığına mı uğradılar diye düşünüyor bazen insan. Yani yalan söyleme hastalığı… Yalan söylediğini unutup, yalanı gerçekmiş gibi inanmaya başlama hali…

    Ülkenin her tarafı dökülüyor, sorunsuz, sıkıntısız bir alan yok, böyle bir ortamda hükümet tarafının pembe tablolar çizmesi, her şey tamammış gibi davranması, beyhude bir inanmışlık mı yoksa çaresizlik mi? Belki de her ikisidir…

    Başarısızlığı imaj çalışmasıyla, yaldızlı sözlerle örtmeye çalıyorlar ama nereye kadar gidecek bu böyle?

     Türkiye Hükümeti’nin yürüttüğü, tamamladığı projeleri kendi icraatlarıymış gibi göstermeye çalışıyorlar. O projeler sizin değil, siz kendi işinize bakın…

     Ekonomi darmadağın, devlet maliyesi battı, her aybaşı devlet çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmek için borçlanılıyor, eğitim, sağlık, turizm, çevre, kamu yönetimi dökülüyor, trafik can almaya devam ediyor, kriminal olaylar, korkutuyor, huzur bozuyor, mağdur ediyor…

     Pahalılık ülkeyi kasıp kavuruyor, hayat ucuzlatılamıyor, tam tersine devlet eliyle pahalılık yaratılıyor…

     Rum tarafından gelen Rumlar ve turistlerde önemli oranda azalma var, Kıbrıslı Türkler alışverişte Rum tarafına kaydı.

     Liyakatsiz atamalarla, partizanlıkla, ekonomik akıldan yoksun işlerle, usulsüzce uygulamalarla kurumlar bir bir batma nokrasına geldi, can çekişmeyen kurum kalmadı.

     Her taraftan pis kokular geliyor, kamu yönetimi sürekli yolsuzluk, usulsüzlük iddialarıyla çalkalanıyor.

     Bu arada, Rum Hükümetinin mülkiyetle ilgili tutuklamalar, yargılamalar başlatması ve bu hareketini her geçen gün derinleştirmesi, meseleyi bireylere, normal vatandaşlara kadar indirmesi ciddi bir endişeye neden oluyor. Bu sorun, onca dert içinde bambaşka bir sıkıntı olarak Kuzey Kıbrıs’a bomba gibi düştü.

     Mülkiyet sorununu ciddiye almamak, yıllarca Taşınmaz Mal Komisyonu’nu ihmal etmek, yabancılara emlak satışıyla ilgili yasa değişikliği yapacak diye ortalığı velveleye verip, Rum Hükümeti’nin ekmeğine yağ sürmek de bu hükümetin zafiyeti.

     Kamuoyundan büyük tepki çektiği ve uzmanlar tarafından da sakıncalı bulunduğu halde, halk tarafından “Kara Para Aklama Yasası” olarak anılan “Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı”nı savunmaya devam ediyorlar. Çantalarla ülkeye kaynağı belirsiz paralar sokmanın normal olduğunu iddia ediyorlar.

      “Ülkedeki casino sayısını ikiye katlamanın, kontrolsüz çoğaltmanın hem o sektöre hem de ülkeye faydası olur mu, fayda- zarar muhasebesi yapıldı mı, casinonun da enflasyonunu yaratmak şart mıydı?” diye sormak lazım ama her yaptıkları işi hiçbir eleştiriye kulak asmadan yapacaklar ya, savuma yöntemleri de çok tuhaf.

      Mesela Maliye Bakanının 30 yılda kumar bağımlısı bulunmadığını, patolojik kumar bağımlılığına rastlamadığını söylemesi de gerçekten çok tuhaf. Mesela ben kumar nedeniyle batan, zor durumlara düşen, ailesi dağılan en az 10 kişi biliyorum. Biraz zorlasam, çevreme sorup soruştursam, rakam artabilir…

   Bunu bir maksat için söylüyor değilim, bir şeyi kanıtlamak veya çürütme amacı gütmüyorum ama artık bazı gerçekleri de göz ardı etmeyin. Varsa vardır, onu da yok saymayın. Bu gerçek vardır, siz uzayda mı yaşıyorsunuz ki “yoktur” diyorsunuz? İstatistik fakiri olan sizler, şimdi bu konuda bizden mi istatistiki veri talep ediyorsunuz?

    Yani diyeceğim o ki her yaptığınız işi haklı çıkarasınız diye tuhaf konuşmalar da yapmayın. Gerçeklikten her koptuğunuzda zararını bu toplum görüyor.

Bu köşe yazısı ilk defa 03.06.2025 tarihinde yayımlanmıştır.

Kaynak: BEYHUDE BİR İNANMIŞLIK MI BU, YOKSA ÇARESİZLİK Mİ?

image_printPrint
Share:
ALİ BATURAY | HABER KIBRIS
14 Ekim 1968’de Larnaka kazasına bağlı Alaniçi (Klavya) köyünde doğdu. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. “Yeni Medya ve Kuzey Kıbrıs’ta Değişen Gazeteler ve Gazetecilik” konusunda yüksek lisans yapmıştır. 1986-1995 yılları arasında Halkın Sesi Gazetesi’nde, 1995- 1998 yılları arasında Yenidüzen Gazetesi’nde, 1998-2020 yılları arasında 22 yıl Kıbrıs Gazetesi’nde çalıştı. Kıbrıs Gazetesi’nde haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevlerini üstlenmiştir. Şubat 2020’de dijital gazete Haber Kıbrıs’ta çalışmaya başladı. Haber Kıbrıs’ta halen Genel Yayın Koordinatörü görevini yürütmektedir. Günlük köşe yazıları yazmakta ve hafta arası Haber Kıbrıs Web TV’de “Markaj” isimli programı yapmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR