ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
İsveç Başbakanı dün, hükümetin 2026 bütçesinde Katma Değer Vergisi’ni (KDV) %6’ya indirerek hane halkları ile genel ekonomiyi desteklemeyi planladığını açıkladı, ve reformun zorlukları en fazla deneyimleyen hane halkları üzerinde en büyük etkiyi yaratmasının beklendiğini vurguladı.
Ulf Kristersson, İskandinav ülkesinde sağcı iktidar koalisyonunun lideri. Bu gelişme, sağcı hükümetlerin küresel olarak yalnızca elitleri göz önünde bulundurarak yönetip yönetmedikleri, büyük çıkarları gözetmek için düşük ve orta sınıf vatandaşları savunmasız bırakıp bırakmadıkları konusunda sorular doğurmaktadır.
Bu sorgulama, özellikle Avrupa düzeyinde, sağ siyasetin aklanması niyetini taşımamaktadır. Ancak, Kıbrıs’ın 12 yılı aşkın bir süredir sağcılar tarafından yönetildiği göz önüne alındığında, karşılaştırmalar kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Ve bu karşılaştırma, sağcıların kendileriyle değil, çeşitli hükümetlerin benimsediği ruhla ilgilidir.
İsveç hükümetinin bu reformu uygulamak için kendi iç ve mikro-politik nedenleri olabilir. Nitekim, yüz binlerce hane halkı rahatlayacağından, pratik etkisi önem taşımaya devam etmektedir.
Hem temel tüketim mallarının fiyatları, hem de el yakan enerji sorunu (en beteri henüz yaşanmadı, biraz bekleyin) konusunda tam tersi bir politika izleyen Nikos Christodoulides’in sağ hükümeti, çoğunluğun yararını kılavuz ilke olarak benimsememekle kalmayıp, kamu yararı olgusuna da karşı çıkmaktadır—ki bunun en karakteristik örneği yeşil vergilerdir.
Büyük işadamlarına bağımlılık o kadar büyük ki, onların onayı olmadan bir adım bile atamıyorlar, veya politikalarını ideolojik-politik katılıkları belirleyip şekillendiriyor.
Kişisel değerlendirmem, her ikisinin birleşimi olduğu yönündedir, çünkü ilk neden, kararları veren yerleşik düzenle ilgilidir, ikincisi ise siyaseten hayatta kalma, ilerleme ve yeniden seçilmeye odaklıdır.
Her halükarda, bu, sağcı hükümetleri ideolojik açıdan değil, kamu yararı için eylem alanında yaptıkları bakımından karşılaştırma meselesidir çünkü İsveç’teki bu hamle büyük sermayeyi ‘rahatsız etmeyecek’, aksine daha fazla insana yardımcı olacaktır. Belki de bu, eğitim meselesi ya da devlet mekanizmasının nasıl kurulduğu ve her devlette siyaset ile iş dünyası arasındaki ilişki meselesidir.
Bu köşe yazısı ilk defa 06.09.2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Kaynak: HÜKÜMETLER ARASI FARKLILIKLAR…