ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Siyasi içerikli makalelerin okuyucular (kamuoyu) tarafından siyasi bir durumu kaydeden ve/veya yargılayan düşünceler, siyaseti dar anlamıyla ele alan metinler olarak algılanması yaygındır; yani “sınırlı sorumluluk” taşıyan bir makale.
Yazan kişinin zihni, yerel ve uluslararası alanda meydana gelen gündelik olaylarla motive olabilir, ancak çoğu durumda kelimeler bir tasvir veya sosyo-politik eleştirinin ötesinde bir şey göstermeye çalışır. Tıpkı yönetmenin çektiği görüntü aracılığıyla konuşmaya çalışması gibi, yazar da metnin son noktasının metne girdiği yerde daha fazlasını söylemeye çalışır.
Sanatla çok fazla aşinalığım olmamasına rağmen (kendime gönderme yapmamı bağışlayın), çoğu zaman güçlü bir sinema görüntüsü, sizi suskun bırakan bir resim ya da bestecinin yazarken ne düşünmüş olabileceğini merak etmenize neden olan bir esere kıyasla, sanatın kendisinden çok daha derin bir şeylerin ortaya çıktığını fark ediyorum. Örneğin [Manos] Hadjidakis’in “Kayıp Düşler Valsi” [The Waltz of Lost Dreams] adlı eserindeki müzik, ruhu ve zihni doğal olarak çocukluğa ve gamsız oyunlara geri götürebilir. Yunan bestecinin bu eserinde söz yoktur ve daha sonraki söz ekleme girişimleri oldukça başarısız olmuştur. Sözlerin olmaması, bizi en ufak bir şekilde yönlendirmediği için özel bir değere sahiptir. Bu da onu yaratıcılar arasında zirveye yerleştiren nedenlerden biridir.
Bu bir kural değildir, ancak bazen yazı—özellikle de edebiyat ve şiir— sanki okuyucuları bir şeyi anlamlandırmak için acele ettirmek yerine, onları sadece hissetmeye ve düşünmeye davet etmek istercesine insan ruhu ile motive olur; ancak bu neredeyse her zaman için boşuna bir uğraştır, çünkü yalnızca yaratıcı ne hissettiğini ve düşündüğünü bilebilir. Ve bizi yapmaya davet ettiği şey de tam olarak budur: dinlemek, görmek, okumak ve bunların uzantısı olarak özgürce hissetmek ve düşünmek. Çünkü özgürlük çoğu zaman sanatçının, şairin, köşe yazarının aracıdır.
Kısacası yazı, diğer sanat formları gibi bir davet ve çoğu zaman bir meydan okumadır. Sahip oldukları ya da sahip olmak istedikleri özgürlüğü paylaşmak ya da ifade etmek için duygu ve düşünceleri davet eder ve kışkırtırlar. Belki de yazının, resmin, film görüntülerinin, koreografinin, kayıp düşler valsinin ardında bir özgürlük çığlığı yatmaktadır.
Kaynak: İNSAN VE RUHU