| SOSYAL KONULAR |BAĞIMSIZ

ANALARIN AĞLAMAYACAĞI BİR ÜLKE YARATABİLİR MİSİNİZ?

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Yönetenlerin, yetkili makamlarda olanların, her özel gün için söyleyecekleri güzel sözler olduğu gibi “Anneler Günü” için de harika açıklamalar yaptılar…

Hep söylerim, mesele özel güne özel sözler söylemek değil, onlar için ne yaptığınızdır.

Anneler, tabii ki en iyisine layıktır, onlar için ne kadar güzel söz söylesek azdır.

Ancak ülkeler sıkıntılı oldu mu inanın ki en büyük çileyi de anneler çeker.

Mecazi anlamda “anamız ağladı”, “anamızı ağlattılar” sözleri ülkemizde çok kullanır, ta küçüklüğümden hatırlıyorum, babam ve annem de bu sözü çok kullanırdı.

Biliyorsunuz birisinin anasının ağlaması, o kişinin “çok sıkıntı, eziyet çekmesi, bitkin duruma gelmesi” anlamındadır.

Bu ülkede hem mecazi anlamda halkın anası ağlıyor hem de gerçek anlamda analar ağlıyor.

Ülke insanı son üç- dört yıldır, ciddi bir ekonomik kriz altında eziliyor, ciddi bir geçim sıkıntısı ve fakirleşme var…

Birçok sorunla baş edilemiyor, halk her gün başka bir sorunla karşılaşıyor.

Demokratik açıdan da bir gerileme var, ciddi hak ihlalleri, partizanlık var.

Fırsat eşitliği yerlerde sürünüyor.

Nereden bakarsanız bakın sorun, nereden bakarsanız bakın sıkıntı.

Zaten sorunları her gün yazıyor, irdeliyoruz, biri bitmeden diğeri başlıyor.

Gerçekten de bu halkın anası ağlıyor ama çare bulan da yok…

Analar mecazi değil, gerçek anlamda da ağlıyor… Nasıl mı?

Çocukları göç ettiği, eğitim gördüğü ülkelerden dönmediği, başka diyarlarda yaşam kurduğu için analar ağlıyor…

Analar evlatlarını yanında istiyor ama evlatlar gurbette, anaların gözü yaşlı…

Analar, çocukları buralarda yaşam kuramadığı, göçü düşündüğü için çok üzgün…

Analar, çocukları trafik kazalarında yaşamını yitirdiği için ağlıyor…

Analar, bu ülkede evlatları genç denilebilecek yaşta kalp krizinden, kanserden öldüğü için gözyaşı döküyor…

İş kazalarında yaşamını yitiren ya da sakatlananların da anaları var, onlar da ağlıyor.

Analar, uyuşturucunun pençesindeki evlatları için ağlıyor, onları tedavi edecek doğru dürüst bir merkezimizin bile olmamasına yanıyor…

Birçok kadın şiddet görüyor bu ülkede, yani birçok anne, o annelerin kızları, kız torunları ama halen kadına şiddet olduğunu kabullenmeyen beyinler var buralarda.

Kadınların, anaların yatakta kocasına nasıl davranacağını anlatan bir Din İşleri Dairesi Başkanı var ülkemizde. Kadınlar tepki koyuyor da erkekler onu görevden alamıyor…

Anaların kıymeti kesilmez tabii ki… Analar bir toplum için çok önemlidir ama anaların önemini sözle anlatmak yetmiyor, onu eyleme dökmek gerekiyor.

Anaların ağlamayacağı bir ülke yaratabilir misiniz?

Yapılması gereken odur, anaya ve kadına verilen değer sözle değil eylemle olmalıdır…

Bakın; bu ülkenin anaları değil mi savaşta da pandemide de ekonomik krizlerde de depremde de en çok ezilen en çok çile çeken en çok gözyaşı döken…

O nedenle diyorum ki hem toplumun anasını ağlatıyorsunuz hem de gerçekten anaları da gözyaşına boğuyorsunuz, bunu görebiliyor musunuz?

Anaların “Anneler Günü”nü kutlarken bunu da görmezden gelmeyin, güzel sözlere artık karnımız tok…

Kaynak: ANALARIN AĞLAMAYACAĞI BİR ÜLKE YARATABİLİR MİSİNİZ?

Share:
ALİ BATURAY | BAĞIMSIZ
14 Ekim 1968’de Larnaka kazasına bağlı Alaniçi (Klavya) köyünde doğdu. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. “Yeni Medya ve Kuzey Kıbrıs’ta Değişen Gazeteler ve Gazetecilik” konusunda yüksek lisans yapmıştır. 1986-1995 yılları arasında Halkın Sesi Gazetesi’nde, 1995- 1998 yılları arasında Yenidüzen Gazetesi’nde, 1998-2020 yılları arasında 22 yıl KIBRIS Gazetesi’nde çalıştı. KIBRIS Gazetesi’nde haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevlerini üstlenmiştir. Şubat 2020’de Haber Kıbrıs’ta Genel Yayın Koordinatörlüğünü üstlenen Baturay, Haber Kıbrıs Web TV’deki programının yanısıra, günlük köşe yazıları ile toplumun nabzını okuyucuları ile paylaştı. Baturay, Ocak 2023’te yeni kurulan Bağımsız isimli dijital platformun Genel Yayın Yönetmeni görevini üstlendi.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR