| Politika |PHILELEFTHEROS

BİR DÖNEMİN SONU

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri çeşitli nedenlerle tarihe geçecek. Bu seçimler, on yıllık bir yönetimin ardından, cumhurbaşkanlığı için yarışan ve “ana rakipler” denilenlerin, görev süresinin sonuna gelen cumhurbaşkanın işbirlikçileri oldukları gerçeğiyle ve en önemlisi, onları desteklemek için hücum eden muhalefet partilerinin yaptığı tercihlerle, bugüne kadar savundukları muhalif görüşleri tek başlarına geçersiz kıldıkları veya etkisizleştirdikleri gerçeği ile hatırlanacak. 2023 seçimleri, siyasi analistlerin tabiriyle “seçmenin sütten kesilir gibi” partilerinden kopmalarıyla tarihe geçebilir, elbette, bu bugün sandıkta da onaylandığı takdirde. Seçimler “sistemden” destek görmeyen, ya da “bir sonraki cumhurbaşkanını kontrol etmek için” kendilerine olan desteğin oturma odalarında ilan edilmediği bazı adayların “sistem karşıtı” mücadelesiyle de hatırlanabilir. Yine, seçimler öncesinde sergilenen üst düzey klişeler ve palavralarla – taşralı gibi davranan ve ağır Kıbrıs aksanıyla konuşan [adaylardan] usandık – ama aynı zamanda durumun henüz siyasi farkındalığın emekleme çağında (veya belki de hala öyledir?) olduğu onlarca yıl öncesine gerilemesiyle de hatırlanabilir –  yaklaşık kırk yıl önce yakın arkadaşlarının ona tükenmişlik yaşadığı için biraz dinlenmesini tavsiye ettiği bir aday tarafından açıklandığı gibi “bizim için güç her şey değildir, ancak başkaları iktidara gelirse ülke yok olacak”… Aynı zamanda, [seçimler] görevini bariz olarak kötüye kullanma karşısında herhangi bir sorumluluk alma konusundaki eşi benzeri görülmemiş kaçamak ve isteksiz tavırlar, bazı şık takım elbiseli adayların ‘popülist’ mutasyonları, insanların zekasının büyük ölçüde hafife alınmasıyla, ama muhtemelen aynı zamanda ilk kez, medyada iktidarı sözde objektif bir şekilde izlemeye kendilerini adamış bu kadar çok insanın, gücü elinde tutanların yanında yer alması ile hatırlanacaktır.

Ancak, bence, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri Kıbrıs sorununda kesin olarak sayfanın çevrildiğinin göstergesidir. Beni düzenli takip eden okuyucularım, Kıbrıs sorununun, ezelden beri ve istisnasız tüm partiler tarafından küçük siyasi gündemlere hizmet eden, düşmanının kim olduğunu belirleyen bir ‘rolün’ ve bir ‘kurgunun’ benimsendiği, siyasi varlığını sürdürebilmek ve rakiplere karşı öne çıkabilmek için kullanılan bir istismar ürünü olduğunu düşündüğümü biliyorlar, geçmişte de böyle düşünüyordum, şimdi de böyle düşünüyorum. Bu maskaralığın boyutu, tarih boyunca rolleri veya resmi söylemleri ne olursa olsun kritik karar verme anlarında kişilerin takındığı tutumlar üzerinden görülebilir. Buna rağmen, her seferinde itibarlarını kurtarma çabasına girdiler ve Kıbrıs sorunu, önceki tüm seçimlerde, en alışık olmadığımız ittifakların kurulmasına neden olsa da … hep zorlu müzakerelerin konusu olmuştur. Nikos Anastasiadis’in görev süresi birkaç ay sonra sona eriyor ve Kıbrıs meselesiyle ilgili bizlere bıraktığı miras, meselenin mezar taşıdır. Nihai bölünme, iki devletlilik. Bu yüzden,  hala daha Kıbrıs sorununun peşinden koşan ve ‘mucize’ hakkında vaazlar veren farklı kamplardaki birkaç… romantik hariç ve hiçbir planı olmadan veya gerçeklikten kopuk olan sözde ‘ana adayların’ ilan ettiklerine rağmen, gerçek şu ki, bu seçimler bizlere en “önemli ulusal sorunun” (!) ikinci plana kaydığını ve artık herhangi bir ortaklık veya ittifak için kilit bir kriter teşkil etmediğini gösteriyor.

Kaynak: BİR DÖNEMİN SONU

image_printPrint
THANASIS PHOTIOU | PHILELEFTHEROS
Mağusa doğumludur. Atina’da gazetecilik eğitimi almıştır ve 1995’ten beri gazetecilik yapmaktadır. Dias Medya Grubu dergilerinde ve Grubun Özel Sayılarında çalışmıştır. 2007’den beri Philelefteros Grubu aylık ve haftalık dergilerinde yazı işleri müdürü olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda 2021’den beridir Philelefteros gazetesinin Pazar eki “Eleftera’nın”sorumlusudur. Photiou aynı zamanda Grubun çeşitli yayınlarına köşe yazarı olarak katkıda bulunmaktadır.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR