| Politika |YENİDÜZEN

TABUTTAN ÇIKALIM

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

İllegal.
Tanım bu, sorun bu, gerçek bu.
Bu yapı, bu düzen, bu “devlet” dedikleri yer böyle!
“İllegal” olduğumuzu kabul etmez ve bunu değiştirmezsek eğer geçici mutluluklar dışında kalıcı bir sisteme kavuşamayız.
Düzenle düzenbazların kesiştiği hileli bir toprak parçasında bölük pörçük ve kaçak köçek yaşamanın faturasını çok ağır ödüyoruz.
Gel gör ki başka da memleketimiz yok!
Sırtlanmış gidiyoruz hüznü, çürümüşlüğü, vasatı, hukuksuzluğu, sıradanlığı…
Eziliyoruz altında…

***

Sanatçı Ümit İnatçı önemli bir benzetme yaptı.
KKTC tabuttur” diye…
Uluslararası toplumun onaylamadığı her çözümde, hayat hakkınız bir başkasının çizdiği sınırlar kadardır.
O başkası ister etiniz olsun, ister tırnağınız, tutsaklık kaçınılmazdır.
Böyle giderse, ada yarısındaki yarılma ve gerilim daha da büyüyecek; Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelecek bir yarı, bir yarı Türkiye Cumhuriyeti’ne…
Hani çok söylenirdi ya, ne ilhak ne de yama!
Tam da ikisine doğrudur gidişat…

***

Bir de şu var.
Bu ülkeyi yönetmek için görevlendirilen kapasitesiz, çapsız ve iradesiz insanların aslında “kukla” olduğunu söylüyor, çöküş ve yıkımdan “kuklacıyı” sorumlu tutmuyorsak, gelecek kuşaklara haksızlık ediyoruz.
Elbette biliyorum ve görüyorum, “kukla” olmayı reddeden ve çok daha iyisini başarabilecek siyasi kapasite, insan kaynağı, yetenek bu ülkede vardır.
Vardır var olmasına da “illegal” zemin ortadan kalkmazsa yol almak zordur.

***

Tabuttan çıkalım.
Hepimizi gömecekler!


Doğrudan dünyaya ulaşmamız istenmiyor

Yurt dışındayken öğrendim, bir Kıbrıslı Türkün daha Türkiye’ye alınmadığını…
Üzüldüm.
Abdullah Kormazhan’ın kime, ne zararı oldu, tertemiz bir insan…
“KKTC Dışişleri Bakanı”nın acizliğine tanıklık ettik, birlikte…
“Gidiniz, elçiliğe sorunuz” dedi.
Kendisi hep öyle yapıyor ya!
Ankara’nın emriyle bakan olduğunu dünya âlem biliyor…
Kime hesap soracak?

***

Epey oldu Türkiye’ye gitmiyorum.
Gitmeyeceğim de!
Bu despotluk bitene dek…
Niye oralarda kendimizi rezil edelim…
EIU Dünya Demokrasi Endeksi’nde 103’üncü sırada bir ülkeden ne bekliyorsunuz?
Freedom House’un Dünya Özgürlük Raporu’nda notu 100 üzerinden 32, Uganda ve Haiti gibi “Özgür Olmayan Ülkeler Kategorisi”nde…
Bu raporları biz uydurmuyoruz.

***
Avrupa Birliği üyeliğimiz ve pasaportlarımız var bizim…
Larnaka’dan, Baf’tan dünyaya çıkma şansımız var…
İyi de adanın kuzeyinde nüfusun yarısının böyle bir şansı yok…

***

O nedenle zaten Birleşmiş Milletler’in önerisi reddediliyor.
Doğrudan dünyaya ulaşmamız istenmiyor çünkü…
O zaman “kapılar” açılacak ve “kontrol” kalmayacak.
İpler gidecek elden!


Demokrasi farkı

Peş peşe istifalar geliyor, İngiltere’den…
Bakanlar birer birer gidiyor.
“Başbakan’a güvenimiz kalmadı” diyerek.
Başbakan Boris Johnson’ın da istifası kesinleşti.
Johnson, deliliği ve otoriterliği bir yana küresel salgın sırasına evinde özel partiler düzenlediği için bu süreç yaşandı.
Halbuki “kktc”de salgın sırasında ülkeye özel jetle özel grup getiren ve karantina kurallarını çiğneyen kişi “Başbakan” olarak atandı.
Polis ve başsavcılık raporu da hasıraltı edildi üstelik…
Demokrasi farkı bu işte!

Kaynak: TABUTTAN ÇIKALIM

image_printPrint
CENK MUTLUYAKALI | YENİDÜZEN
Cenk MUTLUYAKALI, 1971 yılında Kıbrıs’ın Leymosun (Limasol) şehrinde doğdu, savaşın ardından ailesi ile birlikte Girne’ye göç etti. Gazeteciliğe 1989 yılında KIBRIS gazetesinde başladı. United Medya Grubu’nun kuruluşunda görev aldı. 2001 yılından bugüne YENİDÜZEN gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyor. Yenidüzen gazetesinde günlük deneme, haber ve röportajlar yazıyor; dönem dönem televizyon programları hazırlıyor. Kıbrıs Türk Basın Kartı Komisyonu ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde başkanlık yaptı. Meslek yolculuğunda çeşitli ödüller aldı, en son, iki toplumlu Yeni Kıbrıs Derneği tarafından “Barış Gazeteciliği Ödülü”ne layık görüldü. Yayınlanmış deneme ve röportaj kitapları vardır, “Salıncak” adlı romanı Kor Kitap tarafından yayınlanmış, Heterotopya Yayınları tarafından «Η κούνια» adıyla Yunancaya çevrilmiştir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR