| KIBRIS SORUNU |ALITHIA

TARİH YAZMAYA HAZIR

ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Temmuz 2017’de Crans-Montana görüşmelerinin çöktüğü andan itibaren, ilgili iki tarafın tutumundan duyduğu rahatsızlığı ve iki tarafın liderleri kendisini bir sonuca ulaşmaya kararlı olduklarına ikna etmedikleri sürece Kıbrıs sorununa bir daha müdahil olmama niyetini ortaya koymuştur. Görüşmelerin çöktüğünü açıklarken güney ve kuzeydeki Kıbrıslılara “iyi şanslar” dilemiş olması bile, tutumunun “başınızın çaresine bakın” şeklinde olduğunun yeterli bir göstergesidir. Kıbrıs sorununun, toplumlararası görüşmelerin başladığı 1968 yılından bu yana ilk kez tam yedi yıldır bir süreç yaşanmaksızın çıkmaza girmiş olması tesadüf değildir.

Ancak bugün, Yunanistan ve Türkiye arasındaki yakınlaşma; Türkiye’nin AB ile ilişkilerini ilerletme yönündeki ilgisinin karşılıklı olarak yenilenmesi, ve Lefkoşa, Atina ile Ankara’dan ilerleme yönünde bir irade bulunduğuna dair gelen güvencelerin ardından Guterres yeni bir girişimde bulunuyor. İlk olarak kişisel elçisi Holguín Cuéllar’ı müzakerelerin yeniden başlaması için ortak bir zemin olup olmadığını araştırmakla görevlendirdi. Tatar tarafının tamamen uzlaşmaz bir tutumda olduğu ve Hristodulidis tarafının müzakerelerin yeniden başlaması için şartlar öne sürdüğü tespit edilince, elçisi aracılığıyla iki ciddi uyarı girişiminde bulundu. İlkinde Holguín Cuéllar, Hristodulidis ve Tatar’ı Kıbrıs sorununun çözümünü isteyen ve destekleyen sivil toplum ve uluslararası toplumu dinlememekle suçladı. İkincisinde ise elçi sadece Hristodulidis’e seslenerek “net bir resme sahip olduğunu ve sürecin kilidini nasıl açacağını çok iyi bildiğini” belirtti ancak süreç halen çıkmazda.

Birleşmiş Milletler’in uyarıları hem uzlaşmaz Tatar hem de ihtilaflı Hristodulidis tarafından cevapsız bırakıldı, ta ki Guterres ortak bir zemin olmadan, gündemsiz ve hazırlıksız bir şekilde ikisini aynı masaya oturtmaya çalışana kadar. Açıkça ortak zeminin yokluğunu kendi gözleriyle görmek, ya da ortak zemini kendi inşa etmeye çalışmak için.

Guterres esasen iki toplumun liderliğinin işbirliğini istiyor, ancak bunu Tatar’dan alamayacağını biliyoruz. Hristodulidis’ten alabilecek mi? Hristodulidis’in tarafında ise ilk olarak, kendisinin bile sonuçlandırmadığı ve kendi inisiyatifi olarak sunduğu bir toplantının kasıtlı olarak kamuoyuna açıklanması var. Ardından işgal bölgelerindeki TUI turlarını mesele edip en fanatik Kıbrıslı Türk çözüm destekçilerinin bile öfkelenmesine neden oluyor. Mülk satın alanları tutukluyor ve mahkemeye çıkarıyor. Siyasi mültecileri Ara Bölgede kapana kısılmış halde bırakıyor, ve UNFICYP ve UNHCR ile anlaşmazlık yaşıyor.

Cumhurbaşkanı, Guterres’i Kıbrıs Rum tarafının cesur ve sorumlu kararlar almaya ve kendisinin de Miçotakis’e söylediği gibi “tarih yazmaya” istekli ve hazır olduğuna ikna etmenin yolunun bu olduğuna mı inanıyor?

Kaynak: TARİH YAZMAYA HAZIR

Share:
PAMBOS CHARALAMBOUS | ALITHIA
Pambos Charalambous Larnaka'da doğdu. Gazetecilik eğitimini aldığı Atina'da eğitimi sırasında gazetelerde de çalıştı. 1982'den beri "Alithia" gazetesinde editör, yazı işleri müdürü ve direktör olarak görev yaptı. Başkan Nicos Anastasiades'in Basın Bürosunun direktörlüğünü yaptığı 2013-2018 dönemi haricinde 40 yıldır aralıksız olarak kendi köşesi için günlük yazılar ve makaleler yazmaktadır. Basın Bürosu'yla olan işbirliği başkan Anastasiades'in Kıbrıs meselesini ne şekilde idare ettiğiyle ilgili anlaşmazlıkları nedeniyle son bulmuştur.

BUNLAR DA İLGİNİZİ SEÇEBİLİR