ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Kıbrıs sorunu 1964 yılında, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk toplumunu siyasi eşitlikten mahrum bırakmasıyla iki toplumlu bir sorun olarak ortaya çıkmıştı. İki-toplumlu müzakerelerin başladığı 1967 yılından, 2017’deki Crans Montana görüşmelerine kadar, konu siyasi eşitliğe geldiğinde iki taraf arasındaki anlaşma her defasında duvara tosladı. 2017’de görüşmelerin çökmesinin ardından Ankara, Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Türk toplumunun siyasi eşitliğini reddettiği ve Kıbrıslı Türklerle herhangi bir şey paylaşmak istemediği gerekçesiyle artık federal bir çözüme ulaşma fırsatının yitirildiği görüşünü benimsedi. Ankara, Akıncı’yı Kıbrıs Türk liderliğinden alıp, onun yerine egemen eşitlik ve iki devlet taleplerini ileri sürerek, siyasi eşitlik ve federal bir çözüme [arayışına] son vermek konusunda anlaştıkları Tatar’ı getirdi. Bunu, “siyasi eşitliği kabul etmediğiniz için, egemen eşitliği talep ediyoruz” şeklinde bölücü bir mantık içerisine yerleştirdiler .
Lefkoşa’daki görev süresi yenilmez retçilerin gölgesinde sona eren zavallı İngiliz Yüksek Komiseri Stephen Lillie, konuşmaya cesaret etti. Kıbrıs Türk tarafının, siyasi eşitlik talebi reddedildiği için egemen eşitlik talep ettiğini söyledi ve bu nedenle bize egemen eşitlikten kurtulabilmek için siyasi eşitliği kabul etme çağrısında bulundu.
Dün [23 Şubat] Sayın Tatar, Nikos Hristodulidis’e federasyon görüşmelerinin 550 yıldır devam ettiğini ancak bu tartışmanın artık bittiğini söyledi. Artık, “görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için zemin egemen eşitliğe dayalı olmalıdır” dedi. Gazeteciler Hristodulidis’e görüşmelerin yeniden başlaması için siyasi egemenliği bir ön şart olarak kabul edip etmeyeceğini sordu ve o da “K/R tarafının bu konudaki duruşu, geçmişte açıklandığı gibi geçerliliğini koruyor, ve hiçbir koşulda egemen eşitliğin tanınması söz konusu olamaz” diye cevap verdi.
Sayın Hristodulidis ne zaman “siyasi eşitlik” kelimelerini telaffuz etmeye karar verecek? Eli kulağında olan iki devletli çözüm tehlikesini bertaraf etmek için Tatar’a, [verilebilecek] tek cevabı ne zaman verecek? Homeros’un Odesa’sından alıntı yapabiliyor, Birleşmiş Milletler’e, Avrupa Birliği’ne, BM çerçevesine ve Avrupa ilkelerine, önergelere, anlaşmalara, kararlara ve emirlere atıfta bulunabiliyor, ancak bu iki kelimeyi bir türlü söyleyemiyor. Bu bir tesadüf mü?
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, aldığı en son kararda (31/1/2023), 716 (1991) sayılı kararının 4. Paragrafı da dahil olmak üzere, üzerinde anlaşmaya varılan “siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyona dayalı” çözüm çerçevesine bağlı olduğunu açıkça belirtiyor. [Peki bu da] Tesadüf mü?
Kaynak: TATAR’A VERMEDİĞİ CEVAP